Multilingual Turkish Dictionary

English

English
IN THE FUTURE : English Turkish

ileride, gelecekte

IN THE GOOD OLD DAYS : English Turkish

eski güzel günlerde, geçmiş güzel günlerde, geçmişte, geçmiş zamanda

IN THE GROOVE : English Turkish

adj. yolunda, mükemmel durumda, harika, modern, modaya uygun

IN THE HABIT OF : English Turkish

-sı alışkanlığında,
sı bağımlılığında

IN THE HANDS OF : English Turkish

-nın ellerinde,
nın kontrolünde,
nın sorumluluğunda,
nın yetkisi altında

IN THE HEAT OF BATTLE : English Turkish

muharebenin sıcağında, muharebenin ortasında, savaşın sıcağında, savaşın ortasında, savaş zirve yapmış haldeyken

IN THE HEAT OF THE MOMENT : English Turkish

sıcağı sıcağına, zirve yapmış bir anda, bir şeyin tam orta yerinde

IN THE HIGHEST DEGREE : English Turkish

adv. son derece, tamamen

IN THE HOPE OF : English Turkish

prep. ümidinde, ümidiyle, umudu ile

IN THE INTEREST OF : English Turkish

-sı içinde,
nın yararına,
nın faydasına,
nın iyiliği için,
ya yarasın diye

IN THE INTERIM : English Turkish

aradaki zamanda, arada, ara süresince; geçici olarak, geçici bir şekilde

IN THE REGION OF : English Turkish

-sı bölgesinde,
sı alanında,
sı civarında,
ya yakın

IN THE RETROSPECT : English Turkish

adv. geçmişe bakıldığında

IN THE RIGHT SPIRIT : English Turkish

iyi bir ruh halinde, doğru ruh halinde

IN THE RIPE OLD AGE OF : English Turkish

-nın olgunluk yaşında,
sı yaşında,
yaşta (genellikle büyük bir yaş)

IN THE ROUGH : English Turkish

taslak halinde, işlenmemiş durumda, aşağı yukarı, takriben

IN THE RUNNING : English Turkish

ir yarışmaya katılan, katılımcı; yenme şansı olan, galip gelme şansı olan

IN THE SADDLE : English Turkish

at sırtında, iktidarda, yönetimde

IN THE SAME BOAT : English Turkish

aynı durumda

IN THE SAME BOX : English Turkish

aynı kutuda, aynı gemide, aynı durumda, aynı durumla karşı karşıya (genellikle kötü veya zor bir durum)

IN THE SAME BREATH : English Turkish

aynı anda, aynı zamanda, bir solukta

IN THE SAME CLASS WITH : English Turkish

n. aynı seviyede, eşdeğer

IN THE SAME WAY : English Turkish

adv. aynı şekilde

IN THE SECOND PLACE : English Turkish

ondan sonra, ikinci olarak, ikincisi (bir kimsenin konuşmasında vurgulamak istediği ikinci nokta için kullandığı tabir)

IN THE SECRET : English Turkish

adj. sırdaş