Multilingual Turkish Dictionary

English

English
INERRANT : English Turkish

adj. yanılmaz, hata yapmaz

INERT : English Turkish

adj. hareketsiz, durağan, dingin, etkinlik göstermeyen, atıl, uyuşuk, uyuz, tembel

INERT AMMUNITION : English Turkish

etkisiz cephane, tesirsiz mühimmat, patlayıcı madde içermeyen mühimmat

INERT BOMB : English Turkish

etkisiz bomba, tesirsiz bomba, patlayıcı madde içermeyen bomba

INERT GAS : English Turkish

etkisiz gaz, atıl gaz, bir zamanlar pasif olarak düşünülen gazlar grubuna ait olan gaz (helyum neon radon gibi)

INERTIA : English Turkish

n. hareketsizlik, süredurum, dinginlik, durağanlık, tembellik, uyuşukluk, etkileşime girmeme

INERTIAL : English Turkish

adj. aktif olmayan, pasif, hareket etmeyen, hareketsiz; tembel, hantal, miskin; atalet ile ilgili, durgunluğa özgü (Fizik)

INERTIAL FORCE : English Turkish

eylemsizlik kuvveti, atalet kuvveti, bir dış etken tarafından harekete geçirilmedikçe mevcut olan fiziksel güç

INERTIAL MASS : English Turkish

durgunluk birimi, atalet birimi (Fizik)

INERTLY : English Turkish

adv. eylemsiz bir şekilde, hareketsizce, aktif olmayan bir şekilde, pasif bir şekilde; tembelce, miskince, uyuşuk bir şekilde

INERTNESS : English Turkish

n. durgunluk, hareketsizlik, cansızlık, uyuşukluk

INESCAPABLE : English Turkish

adj. kaçınılamaz, sakınılamaz

INESCAPABLENESS : English Turkish

n. kaçınılmazlık, kaçınılmaz olma durumu, sakınılmazlık, sakınılmaz olma durumu

INESCAPABLY : English Turkish

adv. kaçınılmaz bir şekilde, sakınılmaz bir şekilde

INESCULENT : English Turkish

adj. yenilmez, yenilemeyen, yenilmeyen, yenilebilir olmayan

INESSENTIAL : English Turkish

adj. gereksiz, lüzumsuz, önemsiz

INESSENTIAL : English Turkish

n. gereksiz şey, lüzumsuz şey

INESSENTIALITY : English Turkish

n. gereksizlik, gereksiz olma durumu, lüzumsuzluk; temelsizlik, maddesizlik, özü olmama durumu

INESSENTIALS : English Turkish

n. gerekli olmayan şeyler, lüzum olmayan şeyler

INESTIMABLE : English Turkish

adj. paha biçilmez, hesaplanamaz

INESTIMABLY : English Turkish

adv. hesaplanamaz bir şekilde; çok değerli bir şekilde, paha biçilemez bir şekilde

INEVITABILITY : English Turkish

n. kaçınılmazlık, çaresizlik

INEVITABLE : English Turkish

adj. kaçınılmaz, çaresiz, beklenen, malum, umulan

INEVITABLENESS : English Turkish

n. kaçınılmazlık, kaçınılmaz olma durumu, sakınılmazlık, sakınılmaz olma durumu, kesinlik, katiyet

INEVITABLY : English Turkish

adv. kaçınılmaz bir şekilde, sakınılmaz bir şekilde, kesin bir şekilde, kati bir şekilde