Multilingual Turkish Dictionary

English

English
IT'S ON SALE : English Turkish

İndirimde

IT'S ON THE CARDS : English Turkish

olması mümkün, kaderde var

IT'S ON TIME : English Turkish

tam zamanında

IT'S ONE OF HIS BAD DAYS : English Turkish

kötü günlerinden biri, iyi gününde değil, onu kötü bir günde yakaladın

IT'S ONLY NATURAL : English Turkish

u doğal bir şey, böyle olması doğal, şaşırtıcı bir şey değil, garip bir şey değil

IT'S OUT OF PLACE : English Turkish

u yerinde bir şey değil, bu tam yerinde değil, bu uygun değil

IT'S OVER : English Turkish

itti

IT'S OVERCOOKED : English Turkish

u çok pişmiş

IT'S PART OF LIFE : English Turkish

u hayatın bir parçası, bu doğal, bu her şeyin bir parçası

IT'S PIE : English Turkish

çocuk oyuncağı, çok kolay

IT'S POSSIBLE : English Turkish

mümkündür

IT'S QUITE FAR FROM HERE : English Turkish

uradan oldukça uzak

IT'S RAINING : English Turkish

yağmur yağıyor

IT'S RAINING CATS AND DOGS : English Turkish

ardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor, yağmur dökülüyor, sel şeklinde yağıyor, çok şiddetli yağmur yağıyor

IT'S RIGHT ACROSS THE STREET : English Turkish

sokağın karşısında

IT'S ROASTING : English Turkish

sıcak

IT'S SNOWING : English Turkish

kar yağıyor

IT'S SO KIND OF YOU : English Turkish

çok naziksiniz

IT'S SUNNY : English Turkish

hava güneşli

IT'S TEN O'CLOCK : English Turkish

saat on

IT'S THE BEES KNEES : English Turkish

(Argo) bu mükemmel, bu en iyisi, bu ideal, üstün bir şekilde mükemmel

IT'S THE INTENTION THAT COUNTS : English Turkish

önemli olan niyet, önemli olan düşünce, bir kişinin iyi niyeti hareketlerinin gerçek sonuçlarından daha önemlidir

IT'S THE LAST THING HE NEEDS : English Turkish

u ihtiyacı olan en son şey, buna hiç ihtiyacı yok

IT'S THE LIMIT : English Turkish

u sınırı aştı, bu tahammül edilemez, burama kadar geldi

IT'S THE PITS : English Turkish

(Argo) bu olması mümkün en kötü şey, bu olması mümkün en kötü yer