English
J. EDGAR HOOVER : English Turkish
J. Edgar Hoover, (
1972) büroyu etkili ve güçlü bir kuruma dönüştürdüğüne inanılan FBI müdürü (suç laburatuvarı, parmak izi dosyası ve polis eğitim programları ile başlamıştır)
J. GEORG BEDNORZ : English Turkish
n. J. Georg Bednorz, Johannes Georg Bednorz (1950 doğumlu), süper iletkenlik araştırması ve buluşuyla 1987 Nobel Fizik Ödülü sahibi olan Alman fizikçi (Karl Alexander Mülle ile birlikte)
J.D. : English Turkish
suçlu çocuk, 18 yaşının altında olan anti sosyal veya yasadışı davranış sergileyen kişi
J.K. ROWLING : English Turkish
n. J.K. Rowling, Joanne Kathleen Rowling (1965 doğumlu), "Harry Potter" kurgu dizisini yazan İngiliz kurgu yazarı
J.M.E. BAUDOT : English Turkish
J.M.E. Baudot, Jean Maurice Emile Baudot (
1903), Badudot telgraf kodunu tasarlayan Fransız mühendis
J.P. : English Turkish
sulh hakimi, çok sınırlı yargısal yetkisine sahip olan kamu görevlisi
J.R.R. TOLKIEN : English Turkish
n. J.R.R. Tolkien, John Ronald Reuel Tolkien (
1973), Güney Afrika doğumlu İngiliz Profesör, "The Hobbit" ve "Yüzüklerin Efendisi" dahil birçok kurgu hikayesinin yazarı
J/A : English Turkish
ortak hesap, iki ya da daha fazla sahip tarafından paylaşılan banka hesabı
J/K : English Turkish
sadece şaka yapıyorum, şaka yapıyorum, ciddi değilim (İnternet)
J2EE : English Turkish
J2EE, büyük şirketlerde ana bilgisayar ölçekli programlama için tasarlanmış olan Java platformu
JAAGSIEKTE : English Turkish
n. koyunlarda oluşan kronik akciğer hastalığı (virüsün yol açtığı)
JAAGZIEKTE : English Turkish
n. jaagsiekte, koyunlarda oluşan kronik akciğer hastalığı (virüsün yol açtığı)
JAAL-GOAT : English Turkish
ir keçi türü, bir hayvan türü
JAB : English Turkish
n. dürtme, batırma, saplama, yumruk, aşı, iğne
JAB : English Turkish
v. dürtmek, batırmak, saplamak
JABBAR : English Turkish
n. Jabbar, soyadı; Kareem Abdul Jabbar (1947'de Lew Alcindor olarak doğan), ünlü profesyonel basketbol oyuncusu, Milwaukee Bucks ve Los Angeles Lakers şampiyonluk takımları üyesi
JABBER : English Turkish
n. hızlı konuşma
JABBER : English Turkish
v. hızlı konuşmak, çabuk ve anlaşılmaz konuşmak, ağzında yuvarlamak
JABBER WOCKY : English Turkish
n. saçma, zırva, anlamsız söz
JABBERER : English Turkish
n. geveze kimse, lafebesi kimse, hızlı konuşan kimse
JABBERING : English Turkish
adj. hızlı konuşan, çabuk ev anlaşılmaz bir şekilde konuşan, saçma sapan konuşan, tutarsızca konuşan
JABBERING : English Turkish
n. geveze kimse, konuşkan kimse, hızlı konuşan kimse; anlaşılması zor hızlı ve gürültülü konuşma, laklak
JABBERINGLY : English Turkish
adv. hızlı konuşarak, konuşkan bir şekilde, çabuk ve anlaşılmaz bir şekilde
JABBERWOCK : English Turkish
n. abuk sabuk konuşma, saçma sapan, anlamsız konuşma
JABBERWOCKY : English Turkish
n. saçmalık, abuk sabuk; kelimelere benzeyen anlamsız sesler
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani