Multilingual Turkish Dictionary

English

English
JUMP OFF : English Turkish

hareket etmek, girişmek, koyulmak

JUMP ON : English Turkish

saldırmak, çatmak, çıkışmak

JUMP ON THE BANDWAGON : English Turkish

çoğunluğa katılmak, diğer insanların yolundan gitmek, herkesin yaptığı gibi yapmak

JUMP OUT OF ONE'S SKIN : English Turkish

ödü kopmak, korkmak, korkudan sıçramak, irkilmek

JUMP OUT OF THE FRYING PAN INTO THE FIRE : English Turkish

yağmurdan kaçarken doluya tutulmak

JUMP SHIP : English Turkish

gemiyi tahliye etmek; iflasa doğru gittiği için bir gruptan veya şirketten ayrılmak

JUMP START : English Turkish

atlama ile çalıştırma, başka bir arabanının aküsünden enerji kullanarak araba motorunu çalıştırmak (akü takviye kabloları aracılığı ile); enerji vermek, canlandırmak

JUMP THE GUN : English Turkish

erken çıkmak, izin almadan başlamak, hatalı çıkış yapmak, işaret verilmeden başlamak

JUMP THE LINE : English Turkish

çizgiyi atlamak, çizginin önüne geçmek

JUMP THE QUEUE : English Turkish

öne geçmek, sırayı bozarak öne geçmek, uyanıklık yapmak

JUMP THE SHARK : English Turkish

uzun metrajlı televizyon gösterisinin düşüş halinde olduğu belirlendikten sonra olaylar dizisine çok fazla sahne ve değişiklik dâhil etme

JUMP TO CONCLUSIONS : English Turkish

yeterince bilgisi olmadan kanıda bulunmak, aceleci tahminlerde bulunmak, fazla düşünmeden hızlı bir şekilde sonuca varmak

JUMPABLE : English Turkish

adj. üzerinden atlanabilen, üstünden atlanabilir; yasadışı olarak elde edilebilir (mülkiyet hakkında)

JUMPED AT : English Turkish

hemen faydalanmaya baktı, sabırsızlık gösterdi, aceleci davrandı

JUMPED AT THE OFFER : English Turkish

teklife hemen atladı, teklifi hemen kabul etti, düşünmeden razı oldu

JUMPED THE QUEUE : English Turkish

sıranın önüne geçmek, araya sıkışarak veya iterek sıranın önüne geçmek

JUMPED UP : English Turkish

sonradan görme, kendini beğenmiş, doğaçlama

JUMPER : English Turkish

n. bebek önlüğü, kazak, örgü bluz, atlayıcı, atlamacı, engelli koşu atı, geçici bağlantı teli, kaya matkabı

JUMPILY : English Turkish

adv. gergin bir şekilde, ani sinirli hareketlerle, endişeyle, kaygılı bir şekilde

JUMPINESS : English Turkish

n. sinirlilik, ürkeklik, korkaklık

JUMPING : English Turkish

adj. sıçrayan

JUMPING : English Turkish

n. atlama, sıçrama, hoplama

JUMPING ABOUT : English Turkish

hoplayıp zıplamak, aşağı ve yukarı sıçramak, hareketli bir şekilde etrafta dolaşmak

JUMPING JACK : English Turkish

iple oynatılan oyuncak, bir ip çekerek hareket ettirilen ve zıplatılan birleştirilmiş figürden oluşan oyuncak

JUMPING POLE : English Turkish

n. atlama sırığı