Multilingual Turkish Dictionary

English

English
JUST SO : English Turkish

tamböyle

JUST SO STORIES : English Turkish

ir şeyin tam olarak nasıl gerçekleştiğini anlatan hikâyeler

JUST TAKE SOME OFF THE EDGES : English Turkish

sadece kenarlardan alın

JUST TALK : English Turkish

sadece laf, sadece sözcükler, sadece önemsiz gevezelik

JUST THE CONTRARY : English Turkish

tam tersi, tamamen zıt olan

JUST THE OPPOSITE : English Turkish

tam tersi

JUST THE SAME : English Turkish

eskisi gibi, hiç değişmemiş, aynen

JUST THE TWO OF US : English Turkish

adv. sadece ikimiz, yalnız ikimiz

JUST THEN : English Turkish

adv. tam o sırada, derken

JUST THERE : English Turkish

adv. tam orada

JUST THINK : English Turkish

sadece bir düşün, bir an için dur ve düşün, üzerinde düşün, git ve öğren

JUST TO LET YOU KNOW : English Turkish

sadece bilmen için, JTLYK (İnternet sohbet argosu)

JUST TO SPITE : English Turkish

-e inat, sadece kızdırmak için

JUST WAR : English Turkish

haklı savaş, karşı tarafın tamamen hatalı veya kötü olması nedeniyle bir ülkenin vatandaşları tarafından desteklenen savaş

JUST WORDS : English Turkish

sadece laf, sadece sözcükler, sadece önemsiz kelimeler

JUST YOU WAIT AND SEE : English Turkish

ekle de gör, haklı olduğumu bekle ve gör; hak ettiğini bulmak için bekle ve gör

JUSTA : English Turkish

n. Justa, kadın ismi

JUSTICE : English Turkish

n. adalet, hak, yargı, dürüstlük, doğruluk, hakim, yargıç

JUSTICE DEPARTMENT : English Turkish

Adalet Bakanlığı, bir ülkenin hukuk işlerini yöneten devlet dairesi

JUSTICE MINISTRY : English Turkish

Adalet Bakanlığı, bir ülkenin hukuk işlerini yöneten devlet dairesi

JUSTICE OF THE PEACE : English Turkish

sulh hakimi

JUSTICE SHOULD BE SEEN : English Turkish

adaletin gerçekte görülmesi lazım, adaletin sadece varsayımlı konuşma ve yalan vaatlerle değil gerçekte de kanıtı olması gerekir

JUSTICE WAS DONE : English Turkish

hak yerini buldu

JUSTICESHIP : English Turkish

n. hakimlik, yargıçlık

JUSTICIABILITY : English Turkish

n. mahkeme edilebilirlik, hukuk mahkemesinde yargılanabilir olma, kanuna göre karara bağlanabilir olma