Multilingual Turkish Dictionary

English

English
KATOWICE CONFERENCE : English Turkish

Katoviçe konferansı, 19'uncu yüzyılda başlayan Siyonist hareket

KATRINA : English Turkish

n. bir bayan adı; Katrina Kasırgası,2005 Ağustos'unda Mississippi ve Louisiana eyaletlerini (ve diğer güney eyaletlerini) vuran ve özellikle New Orleans'ta benzeri görülmemiş bir yıkım ve can kayıplarına yol açan şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri'nde meydana gelmiş en yıkıcı ve tahripkar kasırga

KATRINE : English Turkish

n. bir bayan adı; İskoçya'da bir göl

KATSAV : English Turkish

n. bir soyadı; Moshe Katsav (1945'te doğdu), Likud partisinden İsrailli bir politikacı, Temmuz
Temmuz 2007 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı yapan İsrail'in 8'inci Cumhurbaşkanı

KATSUSHIKA HOKUSAI : English Turkish

n. Hokusai (
1849), 1814 yılında Manga adlı çizgi romanı yaratan Japon sanatçısı ve kitap çizeri

KATY BAR THE DOOR : English Turkish

interj. Katy kapıyı sürgüle bela geliyor, dikkat!, bela geliyor

KATYDID : English Turkish

n. bir çekirge türü, kanatlarını birbirine sürterek vızıldama sesi çıkaran büyük çekirge çeşidi (ABD’nin orta ve doğu bölgelerinde yaygın olan)

KATYUSHA : English Turkish

n. Katyuşa, roketleri ateşleyen bir tür lançer olan Rus silahı (Bazuka benzeri)

KATYUSHA BARRAGE : English Turkish

Katyuşa roket bombardımanı

KATYUSHA ROCKET : English Turkish

Katyuşa roketi,roketleri ateşleyen bir Rus silahı (Bazuka'ya benzer)

KATYUSHA ROCKET SALVO : English Turkish

Katyuşa roketleri ile yapılan yaylım ateşi, Katyuşa roketlerinin hızlı ve seri şekilde ateşlenmesi

KATZ : English Turkish

n. bir soyadı

KATZENELSON : English Turkish

n. bir soyadı

KATZENJAMMER : English Turkish

n. içki mahmurluğu, akşamdan kalma, fazla alkol miktarı tüketiminden sonra hissedilen hoş olmayan belirtiler (baş ağrısı, bulantı, vs.); üzüntü; gürültü

KATZIR : English Turkish

n. bir soyadı

KAUNDA : English Turkish

n. bir soyadı; Kenneth Kaunda (1924'te doğan), Afrikalı anti sömürgeci politik lider, bağımsız Zambia'nın ilk devlet başkanı (
1991)

KAURI : English Turkish

n. Yeni Zelanda’ya özgü büyük kozalaklı hep yeşil kalan ağaç; bu ağacın kerestesi

KAURY : English Turkish

n. kauri, Yeni Zelanda’ya özgü büyük kozalaklı hep yeşil kalan ağaç; bu ağacın kerestesi

KAVA : English Turkish

n. Pasifik Adalarında yaygın olan çalı çeşidi; kava çalısının köklerinden yapılan alkollü içecek

KAVAKAVA : English Turkish

n. kava çalısının köklerinden yapılan alkollü içecek

KAVASS : English Turkish

n. kavas

KAWASAKI : English Turkish

n. Kavazaki, Japonya'da başkent Tokyo'nun güneyinde yer alan bir liman şehri; bir soyadı

KAWASAKI DISEASE : English Turkish

n. Kavazaki hastalığı, ilk defa 1960'ların sonunda Japon pediatrist Tomisaku Kawasaki tarafından tanımlanan ve çoğunlukla 5 yaş altı çocuklarda görülen kroner arter anevrizması ve kalp krizlerine bağlı olarak çocuklarda ani ölümlere neden olan akut vaskülit (5 günden uzun süren ateş, polimorfik döküntü, eritamatöz, kuruluk, dudakların çatlaması,konjunktival enjeksiyon, el ve ayaklarda şişme, sinirlilik, adenopati ve perineal deskumatif döküntü ile karakterize )

KAWASAKI HEAVY INDUSTRIES : English Turkish

n. Kavazaki Ağır Sanayi, motorsiklet dahil taşıma-ulaştırma ekipmanları üreten Japon sanayi şirketi

KAWASAKI KISEN KAISHA, LTD. : English Turkish

n. "K" Line, yaklaşık 340 gemilik filosu ile yük (otmobil, kömür, kereste, hububat, demir cevheri, ham petrol, sıvılaştırılmış doğalgaz vb.) taşıyan dev Jopan deniz taşımacılık şirketi