English
KARYOTYPE : English Turkish
n. karyotip, bir hücrede veya organizmada bulunan kromozomların tam takımı (Genetik)
KARYOTYPIC : English Turkish
adj. karyotiple iligli, bir hüre içindeki kromozomların toplam sayısıyla ilgili (Genetik)
KARYOTYPICAL : English Turkish
adj. karyotiple iligli, bir hüre içindeki kromozomların tam sayısıyla ilgili (Genetik)
KASBAH : English Turkish
n. bir Kuzey Afrika şehrinin kalabalık Arap bölgesi(ayrıca "Kazbah")
KASDAN : English Turkish
n. bir aile ismi
KASHA : English Turkish
n. pişirilmiş tahıldan yapılan lapa (özellikle karabuğday); karabuğday veya başka yenilebilir tahıl; flanele benzer hafif astar (Tekstil)
KASHER : English Turkish
n. Yahudi beslenme kurallarına göre yenilebilir olan yiyecek (ayrıca kosher)
KASHER : English Turkish
v. Yahudi inançlarına uygun olan bir şekilde hazırlamak, Yahudi beslenme kurallarına uygun olarak hazırlamak (ayrıca kosher)
KASHER : English Turkish
adj. Yahudi beslenme kurallarına uygun olan, temiz, yenilmesi uygun (Yahudi beslenme kurallarına göre); (resmi olmayan) uygun, iyi (ayrıca kosher)
KASHER KITCHEN : English Turkish
Yahudi kurallarına uygun bir şekilde temiz olan mutfak, et ve süt ürünlerinin ayrı tutulduğu mutfak
KASHER MEAT : English Turkish
Yahudi beslenme kurallarına uygun olarak hazırlanmış olan et
KASHMIR : English Turkish
n. Keşmir, Hindistan ve Pakistan arasında bölünmüş tarihi bölge (ayrıca "Keşmir")
KASHMIRI : English Turkish
n. Keşmirli (güneybatı Asya'da bir bölge)
KASHMIRIAN : English Turkish
adj. Keşmir'e özgü (güneybatı Asya'da bir bölge)
KASHRUT : English Turkish
n. bir şeyin temiz veya yenmesi uygun olup olmadığını belirleyen Yahudi beslenme kuralları organı; Yahudi beslenme kurallarına bağlılık (ayrıca kashruth)
KASHRUT REQUIREMENTS : English Turkish
Kashrut kuralları, hangi yiyeceğe izin verildiği hangisinin yasaklandığı ve ayrıca yemeğin hoş görülebilir bir şekilde nasıl hazırlanacağını belirleyen Yahudi beslenme kuralları
KASHRUTH : English Turkish
n. bir şeyin temiz veya yenmesi uygun olup olmadığını belirleyen Yahudi beslenme kuralları organı; Yahudi beslenme kurallarına bağlılık (ayrıca kashrut)
KASHRUTH SUPERVISOR : English Turkish
halka hizmet veren mutfakları denetlemek ve onların Yahudi kanuna göre temiz olduklarını temiz etmek için görevlendirilen kişi
KASPAR FRIEDRICH WOLFF : English Turkish
n. (
1794) Alman anatomist, modern embriyolojinin öncülerinden ve kurucularından biri
KASPAROV : English Turkish
n. bir soyadı; Garry Kasparov (1963'te Gari Weinstein adıyla doğan), 1985 yılından bugüne en genç dünya şampiyonu olan Azerbaycanlı satranç oyuncusu
KASSAM : English Turkish
n. Arapça soyadı; Kassam roketi,
3 mm kalınlığında demirden içine patlayıcı doldurularak yapılan ve Filistin'de Hamas tarafından kullanılan el yapımı ilkel roket
KASSAM ROCKET : English Turkish
n. Kassam roketi,
3 mm kalınlığında demirden içine patlayıcı doldurularak yapılan ve Filistin'de Hamas tarafından kullanılan el yapımı ilkel roket
KASTNER : English Turkish
n. bir soyadı; Erich Kastner (
1974), Alman yazar
KATA : English Turkish
pref. aşağıya
KATABATIC : English Turkish
adj. katabatik
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani