Multilingual Turkish Dictionary

English

English
KEEP ON ONE'S TOES : English Turkish

tetikte olmak, tedbirli olmak, gözünü dört açmak, dikkatli olmak

KEEP ON SOMEONE : English Turkish

aklına getirmek, hatırlatmak; söylenip durmak

KEEP ON THE RIGHT SIDE OF : English Turkish

v. suyuna gitmek, kızdırmamak

KEEP ONE'S BALANCE : English Turkish

dengesini korumak

KEEP ONE'S BED : English Turkish

yataktan çıkmamak

KEEP ONE'S CHIN UP : English Turkish

aşını dik tutmak, fazla endişelenmemek, umudunu kaybetmemek; sıkıntılı bir durumda cesur davranmak

KEEP ONE'S COOL : English Turkish

soğukkanlı davranmak, sakin olmak, kendine hakim olmak

KEEP ONE'S COUNTENANCE : English Turkish

gülmemek için kendini tutmak

KEEP ONE'S DISTANCE : English Turkish

mesafeli olmak, samimi olmamak, soğuk davranmak, uzak durmak

KEEP ONE'S EAR TO THE GROUND : English Turkish

v. yenilikler hakkında çok fazla bilgiye sahip olmak, hakim olan yeni trendlerden haberdar olmak; zeki olmak, akıllı olmak

KEEP ONE'S END UP : English Turkish

kendini iyi savunmak, kendini tutmasını bilmek, sorumluluğunu bilmek

KEEP ONE'S EYES PEELED : English Turkish

gözünü dört açmak, tetikte olmak, nöbet tutmak, gözetlemek

KEEP ONE'S EYES SKINNED : English Turkish

gözünü dört açmak, dikkatli olmak, gözkulak olmak

KEEP ONE'S FAITH : English Turkish

v. sözünü tutmak

KEEP ONE'S FIGURE : English Turkish

formunu korumak, kilo almamak, kilosuna dikkat etmek, iyi fiziksel formda olmak

KEEP ONE'S FINGERS CROSSED : English Turkish

şans dilemek, iyi netice dilemek, iyi sonuçlar istemek

KEEP ONE'S HAND IN : English Turkish

elini alıştırmak, el alışkanlığını sürdürmek, pratiğini yitirmemek

KEEP ONE'S HANDS CLEAN : English Turkish

ellerini kirletmemek, karışık veya yasadışı bir şeye bulaşmaktan kaçınmak

KEEP ONE'S HEAD : English Turkish

paniğe kapılmamak, soğukkanlılığını korumak

KEEP ONE'S HEAD ABOVE WATER : English Turkish

sıkıntıya düşmemek, başarısızlığı önlemek, kaybı önlemek, depresyonu önlemek

KEEP ONE'S MIND ON : English Turkish

dikkatini belli bir şeye vermek,
üzerine yoğunlaşmak, odaklanmak

KEEP ONE'S MOUTH SHUT : English Turkish

ağzını tutmak, sesini çıkarmamak, sessiz kalmak

KEEP ONE'S NOSE CLEAN : English Turkish

elâdan sakınmak, pis işlere bulaşmamak, başını belâya sokmamak

KEEP ONE'S PECKER UP : English Turkish

yılmamak, umudunu yitirmemek, cesaretini kaybetmemek

KEEP ONE'S POWDER DRY : English Turkish

işini sağlama almak, her şeye hazırlıklı olmak