English
LAMPBLACK : English Turkish
n. lâmba isi
LAMPBLACKED : English Turkish
adj. islenmiş, lamba isi ile kararmış, kurumla kaplanmış
LAMPION : English Turkish
n. kandil, eskiden binek arabalarında ışık olarak kullanılan küçük gaz lambası
LAMPLIGHT : English Turkish
n. lâmba ışığı
LAMPLIGHTER : English Turkish
n. sokak lambalarını yakan kimse; lambaları yakmak için kullanılan alet
LAMPLIT : English Turkish
adj. lamba ile ışıklandıran, lamba ile yanan
LAMPOON : English Turkish
n. taşlama, yergi, hiciv
LAMPOON : English Turkish
v. taşlama yazmak, hicvetmek
LAMPOONER : English Turkish
n. taşlama yazarı
LAMPOONERY : English Turkish
n. yergi, birini taşlama veya alay etme (veya kurum, vs.), hiciv
LAMPOONING : English Turkish
n. yergi, birini taşlama veya alay etme eylemi (veya kurum, vs.)
LAMPOONIST : English Turkish
n. taşlama yazarı
LAMPPOST : English Turkish
n. sokak lâmbası direği
LAMPREY : English Turkish
n. bofa balığı, taşemen
LAMPSHADE : English Turkish
n. abajur
LAMSTER : English Turkish
n. kaçak kimse, firari olan kimse, kaçan kimse, kanun kaçağı olan kimse
LAMÉ : English Turkish
n. lame, birlikte dokunmuş metalik iplikleri olan kumaş; süvari veya eskrim kılıcında kurallara uygun dokunuşları saptayan metalik ceket veya gömlek (Spor)
LAN : English Turkish
n. Yerel alan ağı, yakın çevrede olan bilgisayarları birbirine bağlayan iletişim ağı (genelde ofislerde, küçük şirketlerde vb. kullanılır)
LANA TURNER : English Turkish
n. (
1995) ABD'li sinema aktristi
LANAI : English Turkish
n. teras, sundurma, veranda (Hawaii dilinde)
LANATE : English Turkish
adj. yünlü, tüylü; yün ile kaplı, yüne benzer malzeme ile kaplı olan
LANCASHIRE : English Turkish
n. Lancaster, kuzeybatı İngiltere'de bir ilçe; İngiltere; İngiltere'de inek sütünden üretilen besleyici değeri yüksek gevrek ve keskin (koku/tat) peynir
LANCASTER : English Turkish
n. Lancaster, kuzeybatı İngiltere'de bir ilçe; üç ünlü kral yetiştiren İngiliz Kraliyet ailesi ( IV. Henry, V. Henry, ve VI. Henry)
ABD'de birkısım şehirlerin adı
LANCE : English Turkish
n. mızrak, zıpkın, mızraklı süvari, neşter
LANCE : English Turkish
v. mızraklamak, neşterle kesmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani