English
LOBELIA : English Turkish
n. lobelya, değişik renklerde çiçek demetleri veren Lobelya cinsine ait olan birkaç bitkiden herhangi biri
LOBELINE : English Turkish
n. lobelin, solunum uyarıcısı ve sigara içmeyi vazgeçiren madde olarak kullanılan lobelyadan çıkarılan zehirli alkaloit
LOBLOLLY : English Turkish
n. çamur birikintisi, çamur deliği; vahşi, canavar ruhlu insan; güney Amerika Birleşik Devletleri’ne özgü çok uzun ve ince iğneleri olan hep yeşil kalan ağaç; koyu yulaf lapası türü
LOBLOLLY BOY : English Turkish
n. gemide cerrahın tıbbi yardımcısı (eskiden)
LOBLOLLY PINE : English Turkish
n. güney Amerika Birleşik Devletleri’ne özgü çok uzun ve ince iğneleri olan hep yeşil kalan ağaç; bu ağacın kerestesi
LOBOTOMISE : English Turkish
v. lobotomi uygulamak, birine lobotomi yapmak; bir kişiyi duygusuz veya zihinsel olarak uyuşuk hale getirmek, birini diriliğinden mahrum etmek (ayrıca lobotomize)
LOBOTOMIZE : English Turkish
v. lobotomi uygulamak, birine lobotomi yapmak; bir kişiyi duygusuz veya zihinsel olarak uyuşuk hale getirmek, birini diriliğinden mahrum etmek (ayrıca lobotomise)
LOBOTOMY : English Turkish
n. lobotomi, ön loptan beyne giden sinir yollarının birinin veya daha fazlasının alındığı frontal cerrahi ayırma (eskiden bazı zihinsel hastalıkların tedavisinde yapılan)
LOBSTER : English Turkish
n. ıstakoz, böcek
LOBSTER POT : English Turkish
n. ıstakoz tuzağı, sepete benzeyen ıstakoz avlama tuzağı
LOBSTERPOT : English Turkish
n. ıstakoz tuzağı, sepete benzeyen ıstakoz avlama tuzağı
LOBULAR : English Turkish
adj. lopçuğa ait veya ilgili olan, yuvarlak çıkıntıya ait veya ilgili olan, lopçuğa benzeyen
LOBULATE : English Turkish
adj. yuvarlak çıkıntılı, lop şeklinde olan; loplara ayrılmış; lopları olan
LOBULATED : English Turkish
adj. yuvarlak çıkıntılı, lop şeklinde olan; loplara ayrılmış; lopları olan
LOBULATION : English Turkish
n. lobülasyon, loplar oluşumu
LOBULE : English Turkish
n. lobül, lopçuk
LOBULUS : English Turkish
n. lobül, lopçuk, küçük lop (Anatomi)
LOBUS : English Turkish
n. lop, yuvarlak parça (Anatomi)
LOBWORM : English Turkish
n. balık yemi olarak kullanılan büyük yer solucanı
LOC : English Turkish
n. (Argo) sokak çetesine ait olan kimse (İspanyolcada çılgın anlamına gelen loco kelimesinden alınmıştır)
LOCAL : English Turkish
n. sakin, yöre sakini
LOCAL : English Turkish
adj. kısmi, lokal, bölgesel, yerel, yerli, şehir içi, ekspres olmayan
LOCAL ACCESS AND TRANSPORT AREA : English Turkish
ir veya daha fazla yerel telefon santrallerinden oluşan ve telefon hizmetlerinin yönetilmesi için kullanılan coğrafi yer (Telekomünikasyon)
LOCAL AGENT : English Turkish
L.A., yerel acente, yerel temsilci
LOCAL AID COORDINATION COMMITTEE : English Turkish
Yerel Yardım Koordinasyon Komitesi, otonomiyi destekleyen ülkelere yardım sağlayan komite
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani