Multilingual Turkish Dictionary English

MAKE A CRACKING NOISE : English Turkish

v. şaklamak

MAKE A CRACKLING NOISE : English Turkish

v. çatırdamak

MAKE A DASH : English Turkish

v. atılmak, fırlamak, saldırmak

MAKE A DEAD SET AT : English Turkish

kancayı takmak, tavlamaya çalışmak, saldırmak, diş geçirmek

MAKE A DEAD SET AT SMTH : English Turkish

v. ısrarla elde etmeğe çalışmak

MAKE A DEAL : English Turkish

anlaşma yapmak, uzlaşmak

MAKE A DECISION : English Turkish

v. karara varmak

MAKE A DEMONSTRATION : English Turkish

v. gösteriş yapmak

MAKE A DENT IN : English Turkish

aşarıya ilk adımı atmak, burnunu sürtmek, havasını söndürmek, eritmek, azaltmak, kolaylaştırmak

MAKE A DETOUR : English Turkish

dolambaçlı yoldan gitmek

MAKE A DIFFERENCE : English Turkish

v. farketmek

MAKE A DISTINCTION : English Turkish

v. ayrı tutmak

MAKE A DRAFT : English Turkish

v. para çekmek

MAKE A DRAFT ON : English Turkish

v. rahatsız etmek, sıkıntı vermek, istismar etmek, kötüye kullanmak

MAKE A DRAFT ON ONE'S FRIENSHIP : English Turkish

v. dostluğunu istismar etmek

MAKE A FACE : English Turkish

surat etmek

MAKE A FAUX PAS : English Turkish

çam devirmek, gaf yapmak, pot kırmak

MAKE A FIRE : English Turkish

v. ateş yakmak

MAKE A FOOL OF ONESELF : English Turkish

kendini gülünç duruma düşürmek, gülünç olmak

MAKE A FORTUNE : English Turkish

servet yapmak, zengin olmak

MAKE A FRESH START : English Turkish

yeni bir başlangıç yapmak, yeniden başlamak

MAKE A FUSS : English Turkish

karışıklık çıkarmak, yaygara koparmak, sorun çıkarmak, mesele çıkarmak

MAKE A GAME OF : English Turkish

v. alay etmek, gırgıra almak

MAKE A GESTURE : English Turkish

v. jest yapmak

MAKE A GOOD IMPRESSION ON : English Turkish

v. iyi etki bırakmak