Multilingual Turkish Dictionary

English

English
MAKE A VOW : English Turkish

adak adamak

MAKE A WRY FACE : English Turkish

yüzünü ekşitmek, suratını ekşitmek

MAKE ACQUAINTED WITH : English Turkish

v. tanışmak, öğrenmek

MAKE ADVANCES TO SMB : English Turkish

asılmak, yaranmaya çalışmak

MAKE ALLOWANCE FOR : English Turkish

v. hesaba katmak

MAKE ALLOWANCES FOR : English Turkish

göz önünde tutmak, göz önünde bulundurmak

MAKE AMENDS : English Turkish

telafi etmek, karşılamak, özür dilemek

MAKE AN AFFAIR OF SMTH : English Turkish

v. mesele yapmak

MAKE AN APPLICATION : English Turkish

v. başvurmak, başvuru yapmak, başvuruda bulunmak

MAKE AN ASS OF ONESELF : English Turkish

aptalca davranmak, kendini rezil etmek

MAKE AN ASSAULT : English Turkish

v. hücum etmek

MAKE AN AWARD : English Turkish

v. hükmetmek, ödül vermek

MAKE AN EFFORT : English Turkish

gayret etmek, uğraşmak

MAKE AN END OF : English Turkish

v. bitirmek, sona erdirmek, son vermek

MAKE AN ENEMY OF SMB : English Turkish

v. düşman etmek, düşmanlığını kazanmak

MAKE AN EXAMPLE OF : English Turkish

v. başkalarına ibret olsun diye cezalandırmak

MAKE AN EXCUSE : English Turkish

v. özür dilemek, mazeret göstermek

MAKE AN IDOL OF : English Turkish

v. tapmak, taparca sevmek, gözünde büyütmek

MAKE AN OBJECTION TO : English Turkish

v. itiraz etmek

MAKE ANGRY : English Turkish

öfkelendirmek, sinir bozmak, sinir etmek, sinirlendirmek, küstürmek

MAKE ARRANGEMENTS : English Turkish

hazırlık yapmak

MAKE AS IF TO : English Turkish

yapar gibi görünmek, gibi yapmak

MAKE AVAILABLE : English Turkish

hazır bulundurmak

MAKE AWAY WITH : English Turkish

ile kaçmak, yürütmek, çalıp kaçmak, ortadan kaldırmak, kurtulmak, yok etmek, öldürmek

MAKE AWAY WITH ONESELF : English Turkish

intihar etmek, kendini öldürmek, hayatına son vermek