Multilingual Turkish Dictionary

English

English
MAKE AWRY : English Turkish

v. çarpıtmak

MAKE BAD BLOOD : English Turkish

irbirine düşürmek, aralarını açmak

MAKE BELIEVE : English Turkish

inandırmak

MAKE BETTER : English Turkish

v. iyileştirmek

MAKE BIG : English Turkish

v. büyütmek

MAKE BLOW UP : English Turkish

v. patlatmak

MAKE BOLD : English Turkish

sormadan almak, yüzsüzlük edip almak

MAKE BOLD TO : English Turkish

v. cesaret etmek, cüret etmek

MAKE BOTH ENDS MEET : English Turkish

geçinmek, idare etmek, iki yakası bir araya gelmek, ayağını yorganına göre uzatmak

MAKE BURST : English Turkish

v. patlatmak

MAKE CERTAIN : English Turkish

emin olmak, garantiye almak

MAKE CERTAIN OF : English Turkish

v. kesinleştirmek, emin olmak, garantiye almak

MAKE CLAIMS UPON : English Turkish

v. hakkını aramak

MAKE CLEAR : English Turkish

v. adını koymak, belli etmek

MAKE CLICHE : English Turkish

v. klişe yapmak

MAKE COCK UP OF SMTH : English Turkish

yüzüne gözüne bulaştırmak, acemice yapmak

MAKE COMFORTABLE : English Turkish

v. rahat ettirmek

MAKE COMMON CAUSE WITH : English Turkish

v. işbirliği yapmak, tarafını tutmak

MAKE CONDITIONAL ON : English Turkish

n. şarta bağlamak

MAKE CONTACT : English Turkish

ağlantı kurmak, ilişki kurmak

MAKE CROOKED : English Turkish

v. çarpıtmak

MAKE CRY : English Turkish

ağlatmak

MAKE DIFFICULT : English Turkish

v. güçleştirmek

MAKE DIFFICULTIES : English Turkish

güçlük çıkarmak, zorluk yaratmak

MAKE DIRTY : English Turkish

v. kirletmek, pisletmek