Multilingual Turkish Dictionary

English

English
MDA : English Turkish

n. (İbranice) "Red Shield of David" (Davut'un Kızıl Kalkanı), "Red Star of David" (Davut'un Kızıl Yıldızı), İsrail Ambulans Servisi, afet yönetiminin yanısıra acil tıbbi müdahale ambulans ve kan bankası hizmetlerini de sunan İsrail ulusal teşkilatı

MDF : English Turkish

n. orta yoğunluklu tahta, birlikte preslenerek sıkıştırılan ve sentetik yapışkan reçine ile bağlanan ağaç liflerinden yapılan bina yapım malzemesi

MDMA : English Turkish

Ecstasy, ilk olarak deneysel psikoterapatik tedavi için kullanılan ruh hali ve şuur değişikliğine sebep olan amfetamin türü (daha sonra 1985 yılında ABD'de yasaklandı)

ME : English Turkish

ABD'nin doğusunda bir eyalet

ME : English Turkish

Orta Doğu, Akdeniz'in doğusu ile Hindistan arasında kalan bölge

ME : English Turkish

MS.
1500 yılları arasında kullanılan İngilizce'nin bir biçimi, Chaucer (Ortaçağ İngiliz şairi) dili

ME : English Turkish

pron. bana, beni

MEAD : English Turkish

n. bal likörü, çayır, yeşillik

MEADOW : English Turkish

n. çayır, ova, çimenlik

MEADOW CLOVER : English Turkish

n. çayır tirfili

MEADOW GRASS : English Turkish

çayır otu, çimen

MEADOW MOUSE : English Turkish

n. tarla faresi

MEADOW RUE : English Turkish

çayır sedefi

MEADOW SAFFRON : English Turkish

n. güz çiğdemi

MEADOWLARK : English Turkish

n. çayırkuşu

MEADOWSWEET : English Turkish

n. erkeç sakalı

MEADOWY : English Turkish

adj. çayır gibi

MEAGER : English Turkish

adj. yetersiz, az, kıt, yavan

MEAGRE : English Turkish

adj. yetersiz, az, kıt, yavan

MEAL : English Turkish

n. öğün, yemek, kaba un

MEAL TICKET : English Turkish

yemek fişi, geçim kaynağı

MEAL WORM : English Turkish

n. un kurdu

MEALTIME : English Turkish

n. yemek zamanı

MEALY : English Turkish

adj. un gibi, unlu, solgun, kırçıllı

MEALY MOUTHED : English Turkish

samimiyetsiz, yapmacık tatlı dilli