Multilingual Turkish Dictionary

English

English
MEALYBUG : English Turkish

n. unlu biti

MEAN : English Turkish

n. orta, ortalama, ılımlılık

MEAN : English Turkish

v. niyet etmek, kastetmek, demek istemek, demek olmak, anlamına gelmek, demeye gelmek, ifade etmek, tasarlamak

MEAN : English Turkish

adj. adi, aşağılık, eli sıkı, cimri, hasis, kılıksız, keyifsiz, huysuz, utangaç, ahlaksız, zor, orta, ortalama, orantılı, vasati

MEAN BUSINESS : English Turkish

işi ciddiye almak, ciddi olmak

MEAN TIME : English Turkish

ortalama güneş saati

MEANDER : English Turkish

v. kıvrılmak, kıvırmak, boş boş dolaşmak, dolambaçlı yoldan gitmek

MEANDER : English Turkish

n. labirent, dolambaçlı yol, kıvrım, menderes

MEANDERING : English Turkish

n. dolambaçlı yol, kıvırma

MEANDERING : English Turkish

adj. kıvrımlı, kıvırarak

MEANING : English Turkish

n. anlam, manâ, içerik, kasıt, amaç

MEANING : English Turkish

adj. niyetli, kasıtlı, manâlı, anlamlı

MEANINGFUL : English Turkish

adj. anlamlı

MEANINGLESS : English Turkish

adj. anlamsız, manâsız, abes, boş, içeriksiz

MEANINGLESSLY : English Turkish

adv. anlamsızca

MEANINGLY : English Turkish

adv. manâlı manâlı

MEANLY : English Turkish

adv. alçakça, cimrice

MEANNESS : English Turkish

n. adilik, alçaklık, cimrilik, hasislik

MEANS : English Turkish

n. araç, vesile, para, servet, varlık

MEANTIME : English Turkish

adv. bu arada, iken

MEANWHILE : English Turkish

adv. bu arada, aynı anda, iken

MEAROT : English Turkish

n. Mearot Suyu, Haifa'nın Karmel bölgesinde bulunan akarsu (İsrail)

MEASLES : English Turkish

n. kızamık [tıp.]

MEASLY : English Turkish

adj. kızamıklı, değersiz, adi, cimri

MEASURABLE : English Turkish

adj. ölçülebilir, sınırlı, ölçülü