Multilingual Turkish Dictionary English

MILTON BRADLEY : English Turkish

n. büyük Amerikan şirketi, oyun ve oyuncak üretiminde öncü

MILTON BYRON BABBITT : English Turkish

n. (1916 doğumlu) ABD'li besteci

MILTON FRIEDMAN : English Turkish

n. (
2006) ABD'li ekonomist ve serbest pazar sistemi savunucusu, 1976 Nobel Ekonomi Ödülü sahibi

MILTON HERSHEY : English Turkish

n. Milton Snavely Hershey (
1946) 1903'te Hershey Çikolata şirketini ve 1909'da Hershey (Pennsylvanya, ABD) kasabasını kuran ABD'li hayırsever ve sanayici

MILTONIAN : English Turkish

adj. John Milton'la alakalı; John Milton'un yazma stiline benzer

MILTONIC : English Turkish

adj. Miltonik, John Milton'la alakalı; John Milton'un yazma stiline benzer

MILWAUKEE : English Turkish

n. Wiskonsin'in (ABD) güneydoğusunda bir şehir, Lake Michigan Gölü sınırında bir şehir

MIME : English Turkish

n. mim, sessiz tiyatro, pandomimci, taklitçi

MIME : English Turkish

v. mim oynamak, taklit etmek

MIMEOGRAPH : English Turkish

n. teksir makinası

MIMEOGRAPH : English Turkish

v. teksir makinası ile çoğaltmak

MIMESIS : English Turkish

n. taklit, benzetme, benzeme

MIMETIC : English Turkish

adj. taklit eden

MIMIC : English Turkish

n. taklitçi, taklit

MIMIC : English Turkish

v. taklit etmek, taklidini yapmak, benzemek

MIMIC : English Turkish

adj. taklit eden, pandomimaya değin

MIMICRY : English Turkish

n. taklitçilik, taklit, benzeme, benzerlik, taklit etme

MIMOSA : English Turkish

n. mimoza, küstümotu

MIMUNA : English Turkish

n. başlangıcı Fısıh'ın bitiminden sonraki gün olan Separdik Yahudilerince kutlanan bayram (şölen ve dans içeren)

MINACIOUS : English Turkish

adj. tehditkâr, tehdit eden, korkutucu

MINAMATA DISEASE : English Turkish

n. Minamata hastalığı, dejeneratif nörolojik bozukluğa yol açan civa zehirlenmesi şekli, civa kirliliğinin sebep olduğu hastalık (civa içeren deniz ürünlerinin tüketilmesinden kaynaklanan)

MINARET : English Turkish

n. minare

MINATORY : English Turkish

adj. tehditkâr, tehdit eden, korkutucu

MINCE : English Turkish

n. kıyma [brit.]

MINCE : English Turkish

v. kıymak, ince doğramak, önemsiz göstermek, kırıtmak