English
MUSTER ROLL : English Turkish
asker yoklama defteri
MUSTER UP : English Turkish
toplamak, toparlanmak, kendi içinde toplamak (örn.: cesaret)
MUSTERED THE COURAGE : English Turkish
cesaretini topladı, korktuğunu belli etmedi
MUSTERER : English Turkish
n. çiftlik hayvanları otlatan kimse
MUSTERING STATION : English Turkish
n. toplanma yeri, bir gemide acil durumda yolcuların ve mürettebatın toplanması gereken yer
MUSTH : English Turkish
n. (Zooloji) fillerde görülen coşkun ve çoğu kez şiddetli cinsel heyecan
MUSTILY : English Turkish
adv. küflü bir şekilde, küflenmiş bir halde, çürük bir şekilde
MUSTINESS : English Turkish
n. küflülük, köhnelik
MUSTIQUE : English Turkish
n. Mustique Adası, Karaipler'de bulunan bir ada
MUSTN'T : English Turkish
v.
mamalı,
yapılması yasak olmak
MUSTY : English Turkish
adj. küf kokulu, küflenmiş, küflü, köhne
MUSÉE DU LOUVRE : English Turkish
n. Louvre Müzesi, 1793'ten beri Paris'te (Fransa) bulunan dünyadaki en büyük müzelerden biri ve Paris'in başlıca turist çekim merkezi olan sanat müzesi, eskiden bir kraliyet sarayı
MUT : English Turkish
n. (Mısır mitolojisi) Thebes'nin koruyucu tanrıçası
MUTABILITY : English Turkish
n. değişkenlik, değişken olma özelliği, değişme olasılığı olma; döneklik
MUTABLE : English Turkish
adj. değişebilir, değişken
MUTABLY : English Turkish
adv. değişken bir şekilde, mutasyona tabi olan bir şekilde, değişebilir bir biçimde, değişken bir tarzda
MUTAGEN : English Turkish
n. mutajen, mutasyona neden olan madde
MUTAGENESIS : English Turkish
n. mutajenez, mutasyon oluşumu, genetik değişim başlatma
MUUMUU : English Turkish
n. Hawaii’ye özgü kadın elbisesi, ev kıyafeti
MUX : English Turkish
n. pislik, gübre, kir, çamur
MUX : English Turkish
v. pisletmek, kirletmek, pis hale getirmek; ortalığı birbirine katmak
MUYBRIDGE : English Turkish
n. Eadweard Muybridge (
1904), İngiliz asıllı Amerikalı fotoğrafçı, zoopraxiscope olarak bilinen ilk projektörün mucidi
MUZAFFARABAD : English Turkish
n. Muzafferabad şehri, Pakistan tarafından yönetilen Özgür Keşmir'in başkenti
MUZAK : English Turkish
n. halka açık yerlerde kullanılan arka plan müziği (lokantalarda, asansörlerde, vs.)
MUZHIK : English Turkish
n. mujik, rus köylüsü
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani