Multilingual Turkish Dictionary

English

English
NEUTRALLY : English Turkish

adv. tarafsızca

NEUTRINO : English Turkish

n. nötrino, neredeyse kütlesiz olan yüksüz parçacık (Fizik)

NEUTRON : English Turkish

n. nötron

NEUTRON BOMB : English Turkish

nötron bombası, radyoaktif nötronlar bırakan hidrojen bombası

NEUTROPENIA : English Turkish

n. nötropeni, kan dolaşımındaki akyuvar (özellikle nötrofil) sayısındaki normal dışı düşüş (Tıp)

NEUTROPHIL : English Turkish

n. nötrofil, sadece nötr boyalarla renklendirilebilen akyuvar (Biyoloji)

NEUTROPHILE : English Turkish

n. nötrofil, tiyazin boyalarıyla kolayca renklendirilebilen akyuvar (Biyoloji)

NEUTROPHILIC : English Turkish

adj. (Biyoloji) nötrofilik, sadece nötr boyalarla boyanabilen (akyuvarlar hakkında)

NEV. : English Turkish

n. Nevada eyaleti, ABD'nin batısında bir eyalet

NEVADA : English Turkish

n. Nevada eyaleti, ABD'nin batısında bir eyalet

NEVADAN : English Turkish

n. Nevadalı (ABD)

NEVADAN : English Turkish

adj. Nevada (ABD) hakkında veya Nevada'ya ait

NEVADIAN : English Turkish

n. Nevadalı (ABD)

NEVE DEKALIM : English Turkish

güneybatı Gazze Şeridi'nde Yahudi dinsel yerleşkesi

NEVER : English Turkish

adv. asla, hiçbir suretle, hiç, katiyen, hiçbir şekilde, hiçbir zaman, taş çatlasa, balık kavağa çıkınca

NEVER : English Turkish

interj. asla

NEVER A DULL MOMENT : English Turkish

hiçbir zaman sıkıcı olmayan, devamlı bir şeyler meydana gelen, hiçbir zaman sakin olmayan

NEVER AGAIN : English Turkish

ir daha asla, bundan sonra hiçbir zaman, hiçbir zaman, bundan sonra asla

NEVER DARKEN MY DOOR AGAIN : English Turkish

v. bir daha kapımı çalma, bir daha ziyaretime gelme

NEVER DO WELL : English Turkish

n. beceriksiz, işe yaramaz kimse, serseri

NEVER DREAMED : English Turkish

hiçbir zaman hayal edilmemiş, hiçbir zaman düşlenmemiş, mümkün olması hiçbir zaman düşünülmemiş

NEVER ENDING : English Turkish

ebedi, sonsuz, bitmez tükenmez

NEVER FAILING : English Turkish

adj. şaşmaz, yanılmaz, aksamaz, bitmez tükenmez

NEVER FEAR : English Turkish

korkma, korkacak bir şey yok

NEVER HAD A CHANCE : English Turkish

hiçbir zaman fırsat olmadı, olası olmadı, hiçbir umut olmadı