Multilingual Turkish Dictionary

English

English
NOODLE PIE : English Turkish

erişte ile yapılan lezzetli turta

NOOK : English Turkish

n. kuytu yer, köşe, kuytu

NOOKIE : English Turkish

n. (British) cinsel faaliyet veya ilişki (Kaba Argo)

NOOKS AND CRANNIES : English Turkish

kıyıda köşede, bulunması zor olan gizli yerler

NOOKY : English Turkish

n. kadın cinsel organı, vajina (Kaba Argo)

NOOKY : English Turkish

adj. köşeleri olan; oyukları olan

NOOLOGICAL : English Turkish

adj. muhakeme üzerine yapılan araştırma ile ilgili; mantıkla ilgili

NOOLOGY : English Turkish

n. muhakeme bilimi, zihin gücü bilimi

NOON : English Turkish

n. öğle, öğle vakti

NOON : English Turkish

adj. öğle, öğlen

NOONDAY : English Turkish

n. öğle vakti

NOONE : English Turkish

n. bir soyadı

NOONING : English Turkish

n. öğle, öğlen, öğlen saat on iki, gün ortası, öğle vakti; öğle yemeği vakti; öğle arası verme

NOONTIDE : English Turkish

adj. öğle vakti

NOONTIME : English Turkish

n. öğle vakti

NOOSE : English Turkish

n. ilmik, ilmek, kement, bağ, bağlantı, ilişki, tuzak

NOOSE : English Turkish

v. ilmik yapmak, kementle yakalamak

NOPAL : English Turkish

n. hint inciri, frenk inciri

NOPE : English Turkish

interj. olmaz, hayır

NOPE : English Turkish

art. hayır, yok

NOR : English Turkish

conj. ne de, ne, de değil

NOR YET : English Turkish

adv. bile

NOR'WESTER : English Turkish

n. kuzeybatıdan gelen şey, kuzeybatı rüzgarı; (British Argo) sert alkollü içki

NOR. : English Turkish

n. Kuzey, pusula üzerinde güneyin zıt yönü

NORAD : English Turkish

Kuzey Amerika Hava Savunma Komutanlığı, olabilecek saldırı işaretlerine karşı gökyüzünü izleyen Kolorado'da (ABD) bulunan komuta merkezi