Multilingual Turkish Dictionary

English

English
NORADRENALIN : English Turkish

n. noradrenalin, bir hormon türü

NORADRENALINE : English Turkish

n. noradrenalin, bir hormon türü

NORBERT : English Turkish

n. bir erkek ismi

NORBERT WIENER : English Turkish

n. (
1964) sibernetik bilimini kuran Amerikalı matematikçi

NORDAU : English Turkish

n. Max Nordau (
1923, Simcha Meir Zeigerfeld olarak doğan), yazar, doktor, Siyonist lider, (
10'uncu) Siyonist Kongresi başkanı

NORDIC : English Turkish

adj. İskandinav, İskandinav ırkından

NORDIC : English Turkish

n. İskandinav, kuzey avrupalı

NORDIC COMBINED : English Turkish

n. kuzey alp disiplini

NORDIC COUNTRIES : English Turkish

n. İskandinav ülkeleri, Kuzey Avrupa'da bulunan beş ülkenin hepsi için kullanılan ortak isim (Danimarka, Finlandiya, Grönland, Norveç ve İsveç)

NORDIC FOLKBOAT : English Turkish

n. bindirme kaplamalı ahşap tek direkli tekne türü (Göteborg'da inşa edilmiş ilk Nordik halk tipi tekne, İsveç)

NORDSTROM : English Turkish

n. ABD'li lüks mağazalar zinciri

NORDWEST ZEITUNG : English Turkish

Almanya'da yayınlanan büyük günlük gazete

NORFOLK : English Turkish

n. İngiltere'de bir ilçe; ABD'de çeşitli şehirlerin adı

NORGAY : English Turkish

n. bir soyadı; Tenzing Norgay (
1986), Sherpa kaşifi ve dağcı, Everest Dağı'nın zirvesine tırmanan ilk ekibin üyesi (Edmund Hillary ile 1953'te)

NORI : English Turkish

n. Japonya’ya özgü yenebilir kurutulmuş kırmızı suyosunu

NORIMAKI : English Turkish

n. (Japon mutfağı) Japonya’ya özgü yenebilir kurutulmuş kırmızı suyosunu ile yuvarlanmış suşi

NORITSU KOKI CO., LTD. : English Turkish

n. fotofiniş ekipmanları ve yüksek hızlı foto işleme laboratuvar sistemleri üreten ve pazarlayan Japon şirketi

NORM : English Turkish

n. norm, standart, örnek, model, tip

NORMA : English Turkish

n. bir bayan ismi

NORMA : English Turkish

n. açıölçer, iletki, açı ölçmek için kullanılan alet

NORMA JEAN : English Turkish

ir bayan ismi; Marilyn Monroe (
1962, Norma Jean Baker olarak doğan), Hollywood yıldızı ve seks sembolü

NORMAL : English Turkish

n. normal, standart, dikey doğru

NORMAL : English Turkish

adj. normal, olağan, tipik, ortalama, dik açılı, dikey

NORMAL BITE : English Turkish

üst ve alt çenenin doğru bir şekilde üst üste gelmesi, normal çene konumu

NORMAL COMPONENT : English Turkish

normal bileşen, düşey bileşen, dikey kısım veya kuvvet