Multilingual Turkish Dictionary

English

English
NOT FOR NOTHING : English Turkish

adv. boşuna değil, nedeni var

NOT FOR SALE : English Turkish

satılamaz, satılmak için değil

NOT FOR THE LIKES OF ME : English Turkish

enim gibi olanlar için değil, bana benzeyenler için değil

NOT FOR THE WORLD : English Turkish

hiçbir şekilde, asla, kesinlikle hayır, mümkün değil

NOT FRESH : English Turkish

taze değil, bayat

NOT FUSED : English Turkish

sigortaları olmayan

NOT GIVE A DAMN : English Turkish

umurunda olmamak, önemsememek, kaygılanmamak, ilgilenmemek

NOT GIVE A HOOT : English Turkish

hiç takmamak, hiç önemsememek, hiç umurunda olmamak

NOT GOOD AT- : English Turkish

-de iyi değil, belli bir alanda yetenekli olmayan

NOT GRAMMATICAL : English Turkish

adj. kuralsız, dilbilgisi kurallarına aykırı

NOT GUILTY : English Turkish

suçsuz

NOT HALF : English Turkish

interj. elbette!, tabi!; kesinlikle!

NOT HALF AS GOOD AS : English Turkish

hiçbir şekilde – kadar iyi değil,
e eşit değil,
den aşağı

NOT HALF BAD : English Turkish

hiç fena değil, hiç fena olmayan

NOT HAVE ALL ONE'S BUTTONS : English Turkish

aklı başında olmama, açıkça düşünmeme

NOT HAVE SOMEONE DO SOMETHING : English Turkish

irine bir şey yaptırmama, birinin belli bir eylemi yapmasına izin vermeme

NOT HEALTHY : English Turkish

adj. önemsiz, küçük, sağlam olmayan, riskli

NOT IMPORTANT : English Turkish

mühim değil

NOT IN ANY SHAPE AND FORM : English Turkish

hiçbir şekilde, asla, kesinlikle hayır

NOT IN DEMAND : English Turkish

ağbet görmeyen, istenmeyen, kimsenin ilgilenmediği (ürün, hizmet, vs. hakkında)

NOT IN THE LEAST : English Turkish

hiç, hiçbir şekilde

NOT IN THE PICTURE : English Turkish

unun dışında, anlaşmanın dışında

NOT IN THE SAME STREET AS : English Turkish

ile aynı seviyede değil, ile eşit değil

NOT INCLUDED : English Turkish

dahil değil,
in bir paçası değil,
de bir rolü yok, kapsanmayan veya –den oluşmayan, hesaba katılmayan

NOT INCLUDING : English Turkish

içermeyen