Multilingual Turkish Dictionary

English

English
NUANCED : English Turkish

adj. ince farkları olan, ince ayrıntıları olan; çok az değişen

NUB : English Turkish

n. yumru, yuvarlak çıkıntı, topak, esas

NUBBIN : English Turkish

n. gelişmemiş meyve; küçük mısır başağı

NUBBLE : English Turkish

n. yumru (ufak)

NUBBLY : English Turkish

adj. yumrularla dolu

NUBBY : English Turkish

adj. yumrulu, topaklı; kaba, tanecikli

NUBIA : English Turkish

n. Afrika'nın kuzeydoğusunda bir bölge; Afrika'nın kuzeydoğusunda tarihi bir krallık; Mısır'ın güneydoğusunda bir göl

NUBIAN : English Turkish

n. Nubialı; native Afrika'nın kuzeydoğusunda Mısır ve Sudan arasında bulunan bir bölgenin dili

NUBIAN : English Turkish

adj. Nubia yada Nubialılar'la alakalı, Nubia dili ile alakalı

NUBIAN DESERT : English Turkish

Nubian Çölü, Sudan'ın kuzeydoğusunda Nil Nehri ile Kızıldeniz arasında bulunan çöl

NUBIAN SAND : English Turkish

Nubia toprağı, yüksek demiroksit oranı içeren kumtaşı

NUBIAN SANDSTONE : English Turkish

Nubia kumtaşı, yüksek demiroksit oranı içeren kumtaşı

NUBIFEROUS : English Turkish

adj. bulut oluşturan

NUBILE : English Turkish

adj. evlenecek yaşta, gelinlik, çekici

NUBILITY : English Turkish

n. evlenme çağı, erginlik

NUBILOUS : English Turkish

adj. bulutlu, sisli, dumanlı; belirsiz, anlaşılmaz

NUBUS : English Turkish

n. (Bilgisayar) Macintosh bilgisayarlarda genişletme kartı eklenmesine izin veren yeni genişletme veri yolu

NUCELLUS : English Turkish

n. tohum nüvesi

NUCHA : English Turkish

n. ense

NUCHAL : English Turkish

adj. ense ile ilgili

NUCLEAR : English Turkish

adj. atom, çekirdeksel, nükleer

NUCLEAR : English Turkish

n. nükleer başlıklı füze, atom bombası olan ülke

NUCLEAR ACCIDENT : English Turkish

nükleer kaza, nükleer reaktör patlaması veya erimesi nedeniyle serbest bırakılan radyoaktif yakıt

NUCLEAR ARSENAL : English Turkish

nükleer silah deposu, nükleer silahlar toplama, nükleer silahlar biriktirme

NUCLEAR BOMB : English Turkish

atom bombası