Multilingual Turkish Dictionary

English

English
OAT BRAN : English Turkish

n. yulaf kepeği, yulafın dış örtüsü

OAT BREAD : English Turkish

n. yulaf ekmeği

OAT FLAKES : English Turkish

n. yulaf gevreği, besin değerini korumak için buğulanmış düzleştirilmiş ve sonra da pul pul ayrılmış olan bütün yulaf (tahıllarda fırınlamada vs. kullanılan beyazdan altın sarısı rengine kadar değişen)

OAT GRASS : English Turkish

n. çayır yulafı

OATCAKE : English Turkish

n. yulaflı kek, yulaf ezmesinden yapılan ince ve yassı kek

OATEN : English Turkish

adj. yulaf, yulaftan yapılmış, yulaflı

OATER : English Turkish

n. western filmi (Argo, yulaf kelimesinden gelen – atların en sevdiği yiyecek)

OATFLAKES : English Turkish

n. yulaf gevreği, besin değerini korumak için buğulanmış düzleştirilmiş ve sonra da pul pul ayrılmış olan bütün yulaf (tahıllarda fırınlamada vs. kullanılan beyazdan altın sarısı rengine kadar değişen)

OATH : English Turkish

n. yemin, ant, küfür, sövgü

OATH OF ALLEGIANCE : English Turkish

ağlılık yemini, sadakât yemini

OATMEAL : English Turkish

n. yulaf ezmesi, yulaf lapası

OATS : English Turkish

n. yulaf, kabuğu soyulmuş öğütülmüş yulaf

OB : English Turkish

n. Obi nehri

OBAD : English Turkish

altıncı yüzyılın peygamberi (İncil'den); Obadiah'ın kehanetlerini kapsayan İncil'in en kısa kitabı; bir erkek ismi (İbranice)

OBADIAH : English Turkish

n. altıncı yüzyılın peygamberi (İncil'den); Obadiah'ın kehanetlerini kapsayan İncil'in en kısa kitabı; bir erkek ismi (İbranice)

OBAMA : English Turkish

n. bir soyadı; Barack Obama (1961 doğumlu) 44'üncü ABD başkanı (Beyaz Saray'a çıkan ilk Afro-Amerikan)

OBBLIGATO : English Turkish

n. gereksinim; zorunlu müzik eşliği

OBCONICAL : English Turkish

adj. (Botanikte) sonunda sivri tepesi olan konik

OBCORDATE : English Turkish

adj. obkordat, kâlp şeklinde yaprak

OBDUCTION : English Turkish

n. gizleme, örtbas etme (Eski Kullanım)

OBDURACY : English Turkish

n. inatçılık, katı yüreklilik

OBDURATE : English Turkish

adj. inatçı, taş kalpli, katı yürekli

OBDURATELY : English Turkish

adv. dik başlı bir şekilde, inatçı bir şekilde

OBDURATENESS : English Turkish

n. dik kafalılık, inatçılık

OBDURATION : English Turkish

n. dik kafalılık, inatçılık, diretme