Multilingual Turkish Dictionary

English

English
OFF LIMITS : English Turkish

yasak, izin verilmeyen, yasak bölge

OFF LINE : English Turkish

devre dışı, çevrimiçi değil, kesilmiş, bağlantısız, bir bilgisayarın başka bir bilgisayara veya bir İnternet hizmet sağlayıcısına bağlı olmadığı durum

OFF ONE'S CHUMP : English Turkish

aklını kaçırmış, kafayı üşütmüş, çatlak

OFF ONE'S ONION : English Turkish

adj. kafadan çatlak, kaçık, deli

OFF ONE'S ROCKER : English Turkish

çatlak, dengesiz

OFF PEAK : English Turkish

n. zayıf şarj

OFF PEAK CHARGES : English Turkish

n. indirimli tarife

OFF PEAK HOURS : English Turkish

n. talebin az olduğu saatler

OFF PEAK TARIFF : English Turkish

n. indirimli tarife

OFF SEASON : English Turkish

n. ölü sezon, durgun sezon

OFF SHELF SOFTWARE : English Turkish

kullanıma hazır yazılım, standart sorunları çözmek için tasarlanmış olan yazılım, mağazadan kolayca satın alınabilinen yazılım

OFF SHORE : English Turkish

denize açılmış, karadan esen

OFF SHORE WIND : English Turkish

deniz yönünden esen rüzgâr

OFF SITE : English Turkish

alan dışı, belirli bir yerde gerçekleşmeyen, belli bir mekanda meydana gelmeyen

OFF SOMEONE'S CHRISTMAS CARD LIST : English Turkish

(kişi hakkında) biriyle daha fazla dostluk ilişkisi içinde olmamak

OFF THE BEAM : English Turkish

adj. yanlış yolda

OFF THE BEATEN TRACK : English Turkish

sapa, alışılmadık

OFF THE CUFF : English Turkish

adj. doğaçtan, hazırlıksız olarak

OFF THE HOOK : English Turkish

paçayı sıyırmış, zor durumdan kurtulmuş

OFF THE JOB : English Turkish

adj. iş dışında, işsiz

OFF THE MAP : English Turkish

ortadan kaybolmuş

OFF THE PEG : English Turkish

kullanıma hazır, hazır giyim, topluca üretilmiş (giyim)

OFF THE POINT : English Turkish

konuyla ilgisiz, konudan uzak

OFF THE RATION CARD : English Turkish

adj. karnesiz

OFF THE RECORD : English Turkish

kayıt dışı, yayınlamayacak, resmi olmayan