Multilingual Turkish Dictionary

English

English
OIL-BURNER : English Turkish

gaz sobası; motor yağı

OIL-FIELD : English Turkish

petrol yatağı, büyük miktarda petrol bulunmuş olan alan

OIL-INSOLUBLE : English Turkish

adj. yağda çözünmez, yağda çözünmeyen

OIL-RIG : English Turkish

sondaj kulesi, petrol kuyularında sondaj yapmak için kullanılan mekanizma

OILBEARING : English Turkish

adj. petrol bulunan, petrol

OILBIRD : English Turkish

n. yağ kuşu, guaçaro, Orta ve Güney Amerika mağaralarında yaşayan meyve ile beslenen ve çobanaldatana benzeyen büyük gece kuşu (yağ kuşu yavruları tereyağı yerine kullanılan yağ veren yağ tabakasına sahiptir)

OILCAKE : English Turkish

n. köftün, yağı çıkarıldıktan sonra kalan yoğunlaştırılmış ketentohumu (veya başka bir bitki maddesi)bitkisi malzemesinden oluşan yığın (hayvan yemi gübresi olarak kullanılan)

OILCAN : English Turkish

n. yağdanlık, yağ kabı

OILCLOTH : English Turkish

n. mumlu bez, balmumlu kumaş, muşamba

OILCUP : English Turkish

n. yağdanlık, yağ kabı, yağ haznesi

OILED : English Turkish

adj. yağlı, çakırkeyif, sarhoş

OILER : English Turkish

n. yağlayıcı, makinaları yağlayan kimse veya şey; yakıt taşıyan gemi; petrol kuyusu (Konuşma Dili)

OILFIELD : English Turkish

n. petrol sahası, petrol katmanları bulunan alan (özellikle aktif olarak petrol için sondaj yapılan)

OILHEATING : English Turkish

n. yağ ile ısıtma

OILINESS : English Turkish

n. yağlılık, yağcılık

OILRIG : English Turkish

n. petrol kulesi, sondaj yapmak ve yer altından petrol çıkarmak kullanılan sondaj kulesi

OILS : English Turkish

n. yağlıboya, yağlıboya resim

OILSEED : English Turkish

n. yağ tohumu, içinden yağ çıkarılan tohum (pamuk tohumu gibi)

OILSKIN : English Turkish

n. muşamba, gamsele

OILSKINS : English Turkish

n. muşamba giysi, gamsele

OILSTONE : English Turkish

n. bileği taşı

OILTIGHT : English Turkish

adj. yağ geçirmez, yağ sızdırmaz, yağın sızamayacağı şekilde kapatılmış

OILY : English Turkish

adj. yağlı, çok yağlı, yağcı, yaltakçı

OINK : English Turkish

n. domuz sesi, domuz homurtusu, ciyaklama

OINK : English Turkish

v. domuz gibi ses çıkarmak, domuz gibi homurdanmak, ciyaklamak