Multilingual Turkish Dictionary

English

English
OPTIONALLY LINKED LOAN : English Turkish

vatandaşın birkaç seçenek arasında seçtiği bağlantı ile geri ödenen halk tarafından devlete verilen finansman kredisi

OPTIONEE : English Turkish

n. tercih hakkı sahibi, seçeneklere sahip olan kimse

OPTIONOR : English Turkish

n. tercih hakkı veren kimse, seçme hakkın veren kimse; opsiyon satan veya veren şirket

OPTO : English Turkish

pref. göz, opto

OPTOELECTRONICS : English Turkish

n. optoelektronik, fizik ile örtüşen ışık meydana getiren nakleden ve karşılıklı etkileşen aygıtlarla ilgili olan elektronik dalı

OPTOISOLATOR : English Turkish

n. optik bağlaştırıcı, başka türlü bağdaşmayan iki iletişim sistemini birleştirmek için kullanılan kuplaj cihazı (giriş yükselteci, ışık yayan diyot, fotodiyot ve çıkış yükseltecine dayalı olan)

OPTOMETER : English Turkish

n. optometre

OPTOMETRIC : English Turkish

adj. optometri ile ilgili, göz muayenesi ile ilgili (görme yeteneğini kontrol etme ve uygun lens reçetesi yazma mesleği)

OPTOMETRICAL : English Turkish

adj. optometri ile ilgili, göz muayenesi ile ilgili (görme yeteneğini kontrol etme ve uygun lens reçetesi yazma mesleği)

OPTOMETRIST : English Turkish

n. optometrist, optometri uzmanı, görme bozukluklarını teşhis etme düzeltici lens veya başka tedavi şekilleri yazma yetkisi olan kimse

OPTOMETRY : English Turkish

n. optometri, göz muayenesi

OPTOPHONE : English Turkish

n. optofon

OPULENCE : English Turkish

n. refah, bolluk, zenginlik

OPULENT : English Turkish

adj. zengin, bol, bereketli

OPULENTLY : English Turkish

adj. bereketli, zengin, fazla; çok, bol, cömert, aşırı

OPUS : English Turkish

n. opus

OPUSCULE : English Turkish

n. küçük yapıt

OPUSCULUM : English Turkish

n. küçük eser, küçük yapıt, ikincil edebi eser, önemsiz müzik veya edebiyat çalışması

OR : English Turkish

n. altın sarısı

OR : English Turkish

conj. veya, ya da, yahut, yoksa

OR ELSE : English Turkish

yoksa, aksi halde

OR SO : English Turkish

falan, filan, öyle bir şey

OR YEHUDA : English Turkish

n. Tel Aviv'in (İsrail) güneydoğusunda bulunan bir kasaba

ORA : English Turkish

n. bir bayan ismi (İbranice)

ORA : English Turkish

n. kenar, sınır