Multilingual Turkish Dictionary

English

English
OUT OF PERPENDICULAR : English Turkish

adj. dimdik olmayan

OUT OF PLACE : English Turkish

yersiz, uygun değil

OUT OF PLUMB : English Turkish

eğik, dik olmayan, dik açıda olmayan; doğru değil, yanlış

OUT OF POCKET : English Turkish

cepten, cepten çıkan, nakit ödenen, peşin harcanan

OUT OF POCKET EXPENSES : English Turkish

n. nakit harcamalar, cepten çıkmış masraflar

OUT OF PRINT : English Turkish

askısı tükenmiş, kalmamış (kitap)

OUT OF PROPORTION : English Turkish

orantısız, nispetsiz, abartılı

OUT OF QUESTION : English Turkish

olanaksız, söz konusu değil, konu dışı

OUT OF RANGE : English Turkish

adj. menzil dışında

OUT OF REACH : English Turkish

yetişilemez

OUT OF REVENGE : English Turkish

adv. intikam yüzünden, öç almak için

OUT OF SEASON : English Turkish

mevsimsiz, zamansız

OUT OF SERVICE : English Turkish

adj. faal değil, çalışmaz

OUT OF SIGHT : English Turkish

gözden uzak, görünmez, görüş alanı dışındaki

OUT OF SIGHT OUT OF MIND : English Turkish

gözden ırak olan gönülden de ırak olur

OUT OF SORT : English Turkish

adj. punto dışı

OUT OF SORTS : English Turkish

keyifsiz, neşesiz, huysuz

OUT OF SPITE : English Turkish

nispet için, inadından, inadına, kötülüğünden

OUT OF SQUARE : English Turkish

gönyesiz, düzensiz, karışık

OUT OF STATE : English Turkish

adj. eyalet dışı, başka eyaletten olan

OUT OF STATE CHECK : English Turkish

n. eyalet dışı çek

OUT OF STEP : English Turkish

ozuk adım atma, yanlış adım atma

OUT OF STEP WITH : English Turkish

n. ayak uyduramama, uyum sağlayamama

OUT OF STOCK : English Turkish

stok dışı, stokta olmayan, şu anda mevcut değil

OUT OF SYNC : English Turkish

adj. senkronize edilmemiş, ses ve hareket uyumu olmayan