Multilingual Turkish Dictionary

English

English
PASS WATER : English Turkish

işemek, çiş yapmak

PASSABLE : English Turkish

adj. fena değil, geçilebilir, geçer, geçerli, orta

PASSAGE : English Turkish

n. geçit, pasaj, dehliz, koridor [brit.], parça, kanal, geçme, geçiş, akış, yolculuk (uçak, gemi), bağırsakların çalışması

PASSAGE BOAT : English Turkish

feribot, araba vapuru

PASSAGE TO INDIA : English Turkish

Hindistan'a geçiş, Hindistan'a açılan kanal, E. M. Forster tarafından 1924 yılında yazılan roman (ayrıca filmi de yapıldı)

PASSAGEWAY : English Turkish

n. geçit, pasaj, koridor [brit.]

PASSBOOK : English Turkish

n. hesap cüzdanı

PASSE : English Turkish

adj. eski, geçmiş, modası geçmiş

PASSEMENTERIE : English Turkish

n. yaldızlı dantela, elbise süsü

PASSENGER : English Turkish

n. yolcu, gezgin, işten kaytaran kimse, beleşçi

PASSENGER CABIN : English Turkish

n. yolcu kabini

PASSENGER CAR : English Turkish

yolcu vagonu, binek arabası

PASSENGER PLANE : English Turkish

yolcu uçağı

PASSENGER SERVICE : English Turkish

n. yolcu hizmetleri

PASSENGER TRAFFIC : English Turkish

n. yolcu trafiği

PASSENGER TRAIN : English Turkish

n. yolcu treni

PASSENGER'S SEAT : English Turkish

n. yolcu koltuğu

PASSEPARTOUT : English Turkish

n. ana anahtar, bütün kilitleri açan anahtar

PASSER BY : English Turkish

n. geçen kimse, gelip geçen kimse

PASSERIFORME : English Turkish

n. mevcut kuş türlerinin yaklaşık yarısının dahil olduğu kuş sınıfı

PASSERS BY : English Turkish

n. gelip geçenler

PASSIBILITY : English Turkish

n. hassaslık

PASSIBLE : English Turkish

n. hassas, duygulu

PASSIM : English Turkish

adv. birçok yerde, sık sık

PASSING : English Turkish

n. geçiş, geçirme, geçme, gitme, ölüm