Multilingual Turkish Dictionary

English

English
PEER : English Turkish

v. dikkatle bakmak, belli belirsiz görünmek, bir parça görünmek

PEERAGE : English Turkish

n. asalet, asiller

PEERESS : English Turkish

n. leydi

PEERLESS : English Turkish

adj. eşsiz, emsalsiz

PEEVE : English Turkish

v. kızdırmak, sinir etmek, huysuzlaştırmak

PEEVED : English Turkish

adj. sinirli, huysuz, hırçın

PEEVISH : English Turkish

adj. titiz, huysuz, lanet, aksi, hırçın

PEEVISHNESS : English Turkish

n. titizlik

PEEWIT : English Turkish

n. kızkuşu

PEEWIT GULL : English Turkish

n. gülenmartı

PEG : English Turkish

n. ağaç çivi, askı kancası (elbise), çamaşır mandalı, kazık (kısa), bahane, dübel, sodalı viski [brit.], akort vidası, mazeret, vesile

PEG : English Turkish

v. ağaç çivi ile çakmak, kazık çakarak sabitlemek, belirlemek, saptamak, atmak (taş vb.)

PEG ALONG : English Turkish

v. azimle çalışmak

PEG AT : English Turkish

atmak (taş vb.)

PEG AWAY : English Turkish

azimle çalışmak

PEG LEG : English Turkish

tahta bacak

PEG OUT : English Turkish

canı çıkmak, ölmek, kazık çakarak sabitlemek, kazıklarla yerini belirlemek

PEG TOP : English Turkish

topaç

PEG TOP TROUSERS : English Turkish

n. kalçadan aşağı doğru daralan pantolon

PEGASUS : English Turkish

n. Pegasus, kanatlı efsanevi at, uçan at (Yunan Mitolojisi); Kuzey yarımkürede Andromeda ve Pisces'in yakınında bulunan takımyıldızı

PEGGED PRICE : English Turkish

n. saptanmış fiyat

PEGGY : English Turkish

n. bir bayan ismi

PEHLEVI : English Turkish

n. Pahlavi, Iran kraliyet ailesi

PEHLEVI : English Turkish

n. 3'üncü yüzyıldan 10'uncu yüzyıla kadar kullanılan Farsça (Hint-Avrupa dil grubundan); Pahlavi yazmak için kullanılan alfabe

PEIGAN : English Turkish

n. Kuzey Amerika Kızılderilileri'nden Blackfeet kabilesi mensubu