Multilingual Turkish Dictionary

English

English
PEMMICAN : English Turkish

n. kurutulmuş dövülmüş et

PEN : English Turkish

n. kuğu (dişi), kafes, kodes, ağıl, kümes, tükenmez kalem, dolmakalem, hapishane, kalem, mürekkepli kalem, yazı üslubu

PEN : English Turkish

v. kaleme almak, yazmak, kâğıda dökmek, ağıla kapamak, hapsetmek

PEN AND INK : English Turkish

mürekkeple çizilmiş, mürekkepli kalemle yazılmış

PEN BOX : English Turkish

kalemlik

PEN FEATHER : English Turkish

uçma tüyü

PEN FRIEND : English Turkish

mektup arkadaşı

PEN IN : English Turkish

ağıla kapamak, hapsetmek

PEN NAME : English Turkish

takma ad (yazar)

PEN PAL : English Turkish

mektup arkadaşı [amer.]

PEN POINT : English Turkish

n. kalem ucu

PEN PORTRAIT : English Turkish

n. betimleme, tasvir

PEN SWAN : English Turkish

kuğu (dişi)

PEN UP : English Turkish

ağıla kapamak, hapsetmek

PEN WIPER : English Turkish

n. kalem sileceği

PENAL : English Turkish

adj. cezaya ait, ceza, ceza gerektiren

PENAL CODE : English Turkish

ceza kanunları, ceza kanunu

PENAL COLONY : English Turkish

n. sürgün yeri

PENAL DUTY : English Turkish

n. ceza olarak verilen görev

PENAL INSTITUTION : English Turkish

n. cezaevi, hapishane

PENAL SERVITUDE : English Turkish

kürek cezası, ağır hapis

PENALIZE : English Turkish

v. cezalandırmak, ceza vermek, penaltı vermek

PENALTY : English Turkish

n. ceza, para cezası, penaltı

PENALTY AREA : English Turkish

ceza sahası

PENALTY BOX : English Turkish

n. ceza sahası