Multilingual Turkish Dictionary

English

English
POINTLESS : English Turkish

adj. uçsuz, puansız, anlamsız, manâsız, saçma, yararsız, boş, amaçsız

POINTS : English Turkish

n. demiryolu makası, makas (demiryolu)

POINTSMAN : English Turkish

n. makasçı, kavşak trafik polisi

POISE : English Turkish

n. denge, duruş, havada asılı kalma, dengelilik, temkin, kendine hakim olma

POISE : English Turkish

v. dengede tutmak, dengelemek, asılı durmak, havada durmak, dik tutmak (baş), kaldırmak (baş)

POISED FOR : English Turkish

v. hazır beklemek

POISON : English Turkish

n. zehir, ağı, aşı, içki

POISON : English Turkish

v. zehirlemek, zehir katmak, zehir vermek

POISON FANG : English Turkish

n. zehir dişi

POISON GAS : English Turkish

zehirli gaz

POISON PEN LETTER : English Turkish

imzasız mektup (kötü niyetli), kara çalmak için yazılan mektup

POISONER : English Turkish

n. zehirleyici, zehirleyen kimse, kötü fikirler aşılayan kimse

POISONING : English Turkish

n. zehirleme

POISONOUS : English Turkish

adj. zehirli, fesat, kötü niyetli

POISONOUS GAS : English Turkish

n. zehirli gaz

POISSON : English Turkish

n. bir soyadı

POISSON DISTRIBUTION : English Turkish

Poisson dağılımı, çok sayıda denemede sıradışı olayların görülme olasılığını gösteren dağılım olasılığı

POKE : English Turkish

n. dürtme, dürtüş, uyuşuk tip, mıymıy tip, ağırkanlı kimse, torba, çuval

POKE : English Turkish

v. dürtmek, sokmak, karıştırmak, kurcalamak, itelemek, dürtüklemek, araştırmak, aramak

POKE ABOUT : English Turkish

el yordamıyla aramak, oraya buraya bakınmak

POKE AND PRY : English Turkish

v. gizlice araştırmak

POKE BONNET : English Turkish

n. siperli kadın şapkası

POKE FUN : English Turkish

alay etmek

POKE FUN AT SMB : English Turkish

alay etmek

POKE ONE'S NOSE INTO : English Turkish

urnunu sokmak, karışmak