English
PRECISION MADE : English Turkish
adj. hassaslaştırılmış
PRECLUDE : English Turkish
v. önüne geçmek, önlemek, engellemek, alıkoymak
PRECLUSION : English Turkish
n. önleme, engel olma, alıkoyma, menetme
PRECLUSIVE : English Turkish
adj. önleyici, engel olan, alıkoyan
PRECOCIOUS : English Turkish
adj. erken gelişmiş, vaktinden önce yetişmiş, büyümüş de küçülmüş, bacaksız
PRECOCIOUS CHILD : English Turkish
acaksız
PRECOCIOUSNESS : English Turkish
n. erken gelişme, erken gelişmişlik
PRECOCITY : English Turkish
n. erken gelişme, erken gelişmişlik
PRECOGNITION : English Turkish
n. önsezi, sezme, önceden bilme, ön soruşturma
PRECONCEIVE : English Turkish
v. önyargıda bulunmak, peşin hüküm vermek, önyargılı olmak
PRECONCEIVED OPINION : English Turkish
n. önyargı, peşin hüküm
PRECONCEPTION : English Turkish
n. önyargı, peşin hüküm
PRECONCERT : English Turkish
v. önceden kararlaştırmak
PRECONCERTED : English Turkish
adj. önceden kararlaştırılmış
PRECONDITION : English Turkish
n. ön koşul
PRECONDITION : English Turkish
v. önceden hazırlamak, katılmak, yeralmak
PRECONIZE : English Turkish
v. ilan etmek, adını seslenmek
PRECOOK : English Turkish
v. önceden pişirmek
PRECOOL : English Turkish
v. önceden soğutmak
PRECURSOR : English Turkish
n. haberci, müjdeci, önceki görevli, öncü
PRECURSORY : English Turkish
adj. önceden haber veren, müjdeli, ön
PREDACEOUS : English Turkish
adj. yırtıcı
PREDACEOUS ANIMAL : English Turkish
n. yırtıcı hayvan
PREDACEOUS INSTINCT : English Turkish
n. yırtıcı içgüdü
PREDACIOUS : English Turkish
adj. yırtıcı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani