Multilingual Turkish Dictionary

English

English
PROUDLY : English Turkish

adv. gururla, övünerek, iftiharla, kıvançla, onurlu bir şekilde, mağrur bir tavırla

PROUST : English Turkish

n. bir soyadı; Marcel Proust (
1922), Fransız romancı, "Remembrance of Things Past" (Geçmişteki Şeyleri Anma) adlı 16 ciltlik çalışmanın yazarı

PROUSTIAN : English Turkish

adj. Marcel Proust ile alakalı yada Marcel Proust'a dair; Marcel Proust'un stilinde

PROVABLE : English Turkish

adj. ispatı mümkün, kanıtlanabilir, ispatlanabilir

PROVE : English Turkish

v. göstermek, kanıtlamak, ispat etmek, denemek, sınamak, ispatlamak, tecrübe etmek, çıkmak, ortaya koymak, sağlamasını yapmak, anlaşılmak

PROVE ONESELF : English Turkish

kendini kanıtlamak, kendini denemek

PROVE SMB. RIGHT : English Turkish

v. haklı çıkarmak

PROVE UP TO THE HILT : English Turkish

v. açıkça ispatlamak

PROVEN : English Turkish

adj. kanıtlanmış, suçu ispatlanmış, denenmiş

PROVENANCE : English Turkish

n. kaynak, köken, asıl, menşe

PROVENCAL : English Turkish

adj. Provence (Fransa'da bir bölge) veya O'nun toplumu yada O'nun kültürü ile alakalı

PROVENCAL : English Turkish

n. Provence'de konuşulan Fransızca lehçesi; Occitan, bir zamanlar Fransa'da yaygın olarak konuşulan dil

PROVENCAL : English Turkish

n. Provence'de (Fransa'da bir bölge) ikamet eden kimse

PROVENCE : English Turkish

n. Fransa'nın güneyinde Akdeniz kıyısında bir bölge

PROVENDER : English Turkish

n. yem, hayvan yemi, yiyecek (alay)

PROVERB : English Turkish

n. atasözü

PROVERBIAL : English Turkish

adj. atasözü olmuş, atasözü gibi, meşhur, bilinen

PROVERBS : English Turkish

n. Atasözleri, İncil, Eski Ahit

PROVIDE : English Turkish

v. sağlamak, karşılamak, temin etmek, ihtiyacını karşılamak, şart koşmak, koşul koymak, önlem almak, hazırlıklı olmak

PROVIDE AGAINST : English Turkish

önlem almak, tedbir almak

PROVIDE FOR : English Turkish

ihtiyaçlarını karşılamak, gereksinimini sağlamak

PROVIDE WITH : English Turkish

v. sağlamak, temin etmek, bulmak

PROVIDED THAT : English Turkish

şartıyla, koşulu ile, eğer

PROVIDENCE : English Turkish

n. hazırlık, ihtiyat, tedbir, tutum, tasarruf, allah'ın takdiri, kader, takdiri ilâhi

PROVIDENT : English Turkish

adj. hazırlıklı, ihtiyatlı, tutumlu, tasarruf