Multilingual Turkish Dictionary

English

English
PUG DOG : English Turkish

uldok benzeri küçük köpek

PUG NOSE : English Turkish

yassı burun, boksör burnu

PUG NOSED : English Turkish

adj. yassı burunlu, boksör burunlu, basık burunlu

PUGILISM : English Turkish

n. boksörlük

PUGILIST : English Turkish

n. boksör

PUGNACIOUS : English Turkish

adj. kavgacı, hırçın

PUGNACITY : English Turkish

n. kavgacılık, hırçınlık

PUISNE : English Turkish

n. ikinci hakim

PUISNE : English Turkish

adj. ikici, rütbece düşük

PUISNE JUDGE : English Turkish

ikinci hakim

PUISSANT : English Turkish

adj. kudretli, muazzam

PUKE : English Turkish

n. kusma

PUKE : English Turkish

v. kusmak, kusturmak, istifrağ etmek

PUKKA : English Turkish

adj. gerçek, hakiki, birinci sınıf, kaliteli, lüks

PULCHRITUDE : English Turkish

n. güzellik, zarafet

PULCHRITUDINOUS : English Turkish

adj. güzel, zarif

PULE : English Turkish

v. ağlamak, zırlamak, çocuk gibi ağlamak, mızırdanmak

PULITZER : English Turkish

n. bir soyadı; Joseph Pulitzer (
1911), Macar asıllı Amerikalı gazeteci ve yayıncı, Pulitzer Ödülü'nün kurucusu

PULITZER : English Turkish

n. Pulitzer Ödülü, Joseph Pulitzer tarafından başlatılan ve çeşitli profesyonel mesleki dallarda (gazetecilik, müzik, tıp, vb.) olağanüstü mesleki başarı için verilen yıllık ödüller

PULL : English Turkish

n. çekim, çekme, çekiş, çekicilik, fırt, asılma, teşvik, kürek çekme, zahmetli iş, harekete geçirme, etki, nüfuz, nüfuzlu olma, torpil, kayırma, arka çıkma, iltimas

PULL : English Turkish

v. çekmek, asılmak, yolmak, içmek, nefes çekmek, kürek çekmek, çevirmek (iş), gelmek, girmek, kenara çekmek (araba), kenara parketmek, kalkmak (araba), hareket etmek

PULL A FACE : English Turkish

surat asmak, surat etmek

PULL A FAST ONE : English Turkish

oyun etmek (kötü), oyuna getirmek

PULL A JOB : English Turkish

soygun yapmak

PULL A TOOTH : English Turkish

v. diş çekmek