Multilingual Turkish Dictionary

English

English
PULL THE TRIGGER : English Turkish

tetiği çekmek

PULL THE WIRES : English Turkish

ağırlığını koymak, kukla oynatmak, nüfuzunu kullanmak, torpil yaptırmak, perde arkasından yönetmek

PULL THROUGH : English Turkish

kurtarmak, yardım etmek, toparlamasını sağlamak, iyileştirmek, atlatmak, içinden çıkmak, kurtulmak, iyileşmek, yakayı sıyırmak

PULL TO PIECES : English Turkish

parçalamak, acımasızca eleştirmek, ağır eleştirmek

PULL TO THE KERB : English Turkish

v. kenara çekmek, kaldırıma yanaşmak

PULL TOGETHER : English Turkish

elbirliği ile çalışmak

PULL UP : English Turkish

kaldırmak, yukarı çekmek, çekmek (bandıra), durdurmak, yanaştırmak, durmak, sağa çekmek, durumunu düzeltmek, yetişmek

PULL UP TO : English Turkish

v. yetişmek, yakalamak

PULL UP WITH : English Turkish

v. yetişmek

PULLBACK : English Turkish

n. geri çekilme, geri adım atma, sözünü tutmama

PULLET : English Turkish

n. piliç

PULLEY : English Turkish

n. makara, palanga, kasnak

PULLEY BLOCK : English Turkish

n. palanga

PULLING : English Turkish

adj. çeken

PULLING A LEG : English Turkish

irilerini aptal yerine koyma, birilerine şaka yapma

PULLING SMB.'S LEG : English Turkish

n. dalga geçme

PULLMAN : English Turkish

n. Pulman, yataklı vagon, konforlu vagon

PULLOVER : English Turkish

n. pulover, kazak, süveter

PULLULATE : English Turkish

v. filizlenmek, tomurcuklanmak, çimlenmek, topraktan fışkırmak, çıkmak (topraktan), türemek, üremek, çoğalmak, dallanıp budaklanmak

PULMONARY : English Turkish

adj. akciğer, akciğerli, akciğer hastalığı olan

PULMONATE : English Turkish

adj. akciğerli

PULMONATE MOLLUSC : English Turkish

n. akciğerli yumuşakça

PULMONIC : English Turkish

adj. akciğerli, akciğer

PULMOTOR : English Turkish

n. suni solunum için kullanılan cihaz, ventilatör, respiratör (Tıp)

PULP : English Turkish

n. et, etli kısım, ucuz dergi, meyve eti, meyve özü, öz, lapa, kâğıt hamuru, küspe, sulu maden özü, topak (şeker vb.), değersiz şeyler, ucuz roman