Multilingual Turkish Dictionary

English

English
PUT UNDER A TABOO : English Turkish

v. tabulaştırmak, yasaklamak, konuşulmasını yasaklamak

PUT UP : English Turkish

havaya kaldırmak, kaldırmak, kapatmak, bildirmek, vermek, sunmak, arzetmek, çıkarmak, artırmak (fiyat), misafir etmek, yerine koymak, yığmak, istif etmek, konservesini yapmak, reçelini yapmak, bahis oynamak, açmak (şemsiye), bir yana bırakmak, önceden ayarlamak, düzenlemek, konaklamak, gecelemek, misafir olmak, kalmak

PUT UP AT AUCTION : English Turkish

açık artırmaya çıkarmak, mezata çıkarmak

PUT UP FOR AUCTION : English Turkish

açık artırmaya çıkarmak, mezada çıkarmak

PUT UP FOR SALE : English Turkish

satılığa çıkarmak, satışa sunmak, satışa çıkarmak

PUT UP ONE'S SHUTTERS : English Turkish

v. kepenkleri kapamak, dükkânı kapatmak, girişimden vazgeçmek

PUT UP SECURITY : English Turkish

v. güvence vermek

PUT UP THE BANNS : English Turkish

v. nikâh kâğıtlarını asmak, evliliği ilân etmek

PUT UP TO AUCTION : English Turkish

açık artırmaya çıkarmak, mezata çıkarmak

PUT UP WITH : English Turkish

katlanmak, dayanmak, tahammül etmek, sineye çekmek

PUT UPON : English Turkish

ahatsız etmek, üstüne koymak

PUTATIVE : English Turkish

adj. farzedilen, varsayılan, kabul edilen, kanuni sayılan, meşru sayılan

PUTDOWN : English Turkish

n. küçültücü şey, küçültücü durum

PUTIN : English Turkish

n. Vladimir Putin (1952 doğumlu), Rus siyasetçi, eski KGB ajanı, Rusya Federasyonu devlet başkanı (Haziran 2000'de seçildi)

PUTOFF : English Turkish

n. bahane, mazeret, özür, erteleme, tehir

PUTONGHUA : English Turkish

n. Çin'in resmi dili, Mandarin

PUTREFACIENT : English Turkish

adj. çürük, bozuk, kokmuş, çürümüş, çürütücü, çürüten

PUTREFACTION : English Turkish

n. çürüme, kokma, bozulma, kokuşma, kokuşmuş şey, leş

PUTREFACTIVE : English Turkish

adj. çürük, bozuk, kokmuş, çürümüş, çürütücü, çürüten

PUTREFY : English Turkish

v. çürümek, kokuşmak, cerahat toplamak, çürütmek, kokuşturmak

PUTRESCENCE : English Turkish

n. çürüklük, bozukluk, çürümeye başlamış şey

PUTRESCENT : English Turkish

adj. çürümekte olan, çürümeye başlamış, kokuşmaya başlamış

PUTRID : English Turkish

adj. çürük, leş gibi kokan, bozuk, kokuşmuş, kokmuş, bozulmuş, yozlaşmış, iğrenç, tiksindirici

PUTSCH : English Turkish

n. ayaklanma, darbe

PUTT : English Turkish

n. çimlerin üzerinden aşırmak için vuruş (golf)