Multilingual Turkish Dictionary English

PUT THE KETTLE ON : English Turkish

su kaynatmak, çaydanlığı ateşe koymak

PUT THE LID ON SMTH : English Turkish

ardağı taşıran son damla olmak, yasaklamak, üstüne tuz biber ekmek, yasak etmek, engellemek, sonu olmak

PUT THE WIND UP SMB : English Turkish

n. endişelendirmek

PUT THROUGH : English Turkish

telefonu bağlamak, bağlamak [tel.], bitirmek, yapmak

PUT TO : English Turkish

eklemek, birleştirmek, sunmak, bırakmak (isteğine)

PUT TO BED : English Turkish

yatırmak

PUT TO DEATH : English Turkish

öldürmek, idam etmek, infazı gerçekleştirmek

PUT TO FLIGHT : English Turkish

kaçırtmak, bozguna uğratmak

PUT TO ROUT : English Turkish

ozguna uğratmak

PUT TO SCHOOL : English Turkish

v. okula vermek

PUT TO SEA : English Turkish

denize açılmak

PUT TO SHAME : English Turkish

ozmak, bozum etmek

PUT TO SLEEP : English Turkish

uyutmak, yatırmak, bayıltmak, iğne ile öldürmek, uyutarak öldürmek

PUT TO TENDER : English Turkish

v. tartışmaya sunmak

PUT TO THE ACID TEST : English Turkish

adamakıllı gözden geçirmek, zorlu bir denemeye tabi tutmak

PUT TO THE BLUSH : English Turkish

utandırmak, yüzünü kızartmak

PUT TO THE PROOF : English Turkish

sınamak

PUT TO THE QUESTION : English Turkish

gensoru açmak

PUT TO THE SACK : English Turkish

yağmalamak, yağma etmek

PUT TO THE SWORD : English Turkish

kılıçtan geçirmek

PUT TO THE TORTURE : English Turkish

işkence etmek

PUT TO THE TOUCH : English Turkish

denemek, prova etmek

PUT TO THE VOTE : English Turkish

oya sunmak

PUT TOGETHER : English Turkish

irleştirmek, monte etmek, kurmak, toparlamak

PUT UNDER A BAN : English Turkish

yasak etmek, yasaklamak, afaroz etmek