English
TIME CONSTANTS : English Turkish
zaman konstantı, fiziksel miktarlar yığını, fiziksel nicelik seti
TIME CONSUMING : English Turkish
adj. zaman alan, zaman isteyen
TIME DEPOSITS : English Turkish
n. vadeli hesap
TIME DIVISION MULTIPLE ACCESS : English Turkish
zaman bölmeli çoklu erişim, zamanı dilimlere bölerek her iletime bir "dilim" vermek suretiyle tek bir kanal üzerinde alternatif iletim sağlayan hücresel (cep telefonu) iletişim metodu, TDMA
TIME DIVISION MULTIPLEXING : English Turkish
multiplexing method in which two or more signals are sent over a single communications network by allotting time slots for each signal, TDM (Telecommunications)
TIME DRAFT : English Turkish
n. vadeli senet
TIME ENOUGH : English Turkish
yeterli zaman, zaman yeterli, uzun yeterli bir zaman periyodu, hatırı sayılır miktarda zaman
TIME EVOLUTION : English Turkish
zaman gelişimi, zaman ilerlemesi, zamanın devamlılığı, zamanın akışı
TIME EXPIRED : English Turkish
çağdışı
TIME EXPOSURE : English Turkish
poz, uzun pozlu resim
TIME FLIES : English Turkish
zaman uçar, zaman son derece hızlıca geçer
TIME FRAME : English Turkish
zaman çerçevesi, spesifik bir olayla alakalı zaman periyodu
TIME FUSE : English Turkish
saniyeli fitil
TIME HEALS : English Turkish
zaman iyileştirir, zaman yaraları sarar, zaman kendi işini yapar, zamanın akışı derin yaraları ve acıların iyileşmesine olanak tanır
TIME HONORED : English Turkish
gelenekselleşmiş, eski ve geçerli, eskiden kalma
TIME HONOURED : English Turkish
gelenekselleşmiş, eskiden kalma, eski ve geçerli
TIME IS A GREAT HEALER : English Turkish
zaman harika bir iyileştiricidir, geçen günler acıyı ve stresi azaltmaya yardım eder
TIME IS ALMOST UP : English Turkish
zaman neredeyse tükeniyor, zaman çabucak geçiyor, biraz sonra çok geç olacak
TIME IS MONEY : English Turkish
zaman paradır, zaman para gibi değerlidir, zamanın değeri paradır, zamanı boşa harcamak parayı boşa harcamak gibidir
TIME IS NO OBJECT : English Turkish
zaman engel değil, zaman bir problem değil
TIME IS ON OUR SIDE : English Turkish
zaman bizim yanımızda, zaman lehimize işliyor, zaman avantajına sahibiz
TIME IS OVER : English Turkish
interj. zaman aşıldı
TIME IS UP : English Turkish
vakit tamam
TIME LAG : English Turkish
ara
TIME LAPSE : English Turkish
adj. hızlandırılmış (çekim)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani