Multilingual Turkish Dictionary

English

English
TIGHTEN UP : English Turkish

v. germek, sertleşmek, ciddileşmek

TIGHTENED THE BELT : English Turkish

kemer sıkan, kemer sıkmış, harcamaları azaltan, zala yetinen, küçük bir parça ile yapan

TIGHTENED THE KNOT : English Turkish

düğümü sıkan, ilmeği sıkan, düğümü daha da sağlamlaştıran, düğümü daha sıkı yapan

TIGHTENER : English Turkish

n. sıkan kimse veya şey, gerdiren kimse veya şey

TIGHTENING : English Turkish

n. bağlama, sıkılaştırma, gerdirme; birşeyi daha sıkı yapma eylemi; sıkı olma veya sıkılaştırma; deriyi daha az gevşek yapma, kasılma, deri sıkılaştırma yapma hareketi

TIGHTENING THE BELT : English Turkish

kemr sıkma, belkemerini bağlama; tutumluluk, azla yetinme, ekonomik olma, tutumlu idareli olma

TIGHTFISTED : English Turkish

adj. cimri şekilde olan, eli sıkı

TIGHTLY : English Turkish

adv. sıkıca, sıkı sıkı

TIGHTLY BOUND : English Turkish

sıkıca bağlı, sımsıkı bağlanmış

TIMBERWORK : English Turkish

n. ahşap yapı

TIMBERYARD : English Turkish

n. kereste deposu

TIMBRE : English Turkish

n. ses rengi, tını

TIMBREL : English Turkish

n. zilli tef

TIMBUKTU : English Turkish

n. Mali'de bir şehir; (Argo) uzak yer, uzaklarda bir yer, çok uzak diyar (Mecazi olarak)

TIME : English Turkish

n. zaman, çağ, genel konularla ilgili haftalık Amerikan dergisi (dünya haberleri, siyaset, güncel olaylar, vb.)

TIME : English Turkish

n. zaman, aralık, vakit, çağ, süre, vade, uygun zaman, doğum zamanı, tempo, kere

TIME : English Turkish

v. ayarlamak, kurmak, zamanlama yapmak, saat tutmak, süre tutmak, zamanlamak, temposunu belirlemek, tempo tutmak

TIME AFTER TIME : English Turkish

tekrar tekrar, defalarca

TIME AND AGAIN : English Turkish

tekrar tekrar, defalarca

TIME AND SPACE CONSTANTS : English Turkish

zaman ve uzay konstantları, fiziksel miktarlar yığını

TIME AND TIDE WAIT FOR NO MAN : English Turkish

zaman ve gel git (veya akıntı) hiçkimseyi beklemez, bir insan zamanın güçlerini durduramaz, bir insan devam etmesi alnına yazılmış olayları değiştiremez

TIME BARGAIN : English Turkish

vadeli alışveriş

TIME BOMB : English Turkish

zaman bombası, ortaya çıkmak üzere olan problem; belirli bir tarihte zarara neden olmak için veya çalışmayı durdurmak niyetiyle hazırlanmış program (Bilgisayar)

TIME CARD : English Turkish

zaman kartı, bir işçinin çalıştığı saatlerin resmi kaydı

TIME CLOCK : English Turkish

kontrol saati