Multilingual Turkish Dictionary

English

English
TO GO OUT : English Turkish

dışarı çıkmak, dışarı gitmek, ayrılmak, terketmek, çıkmak

TO HAVE A BEE IN ONE'S BONNET : English Turkish

onesinde/şapkasında arı olmak (bonesinin içinde arının bulunması durumu)

TO HAVE A CHOICE : English Turkish

ir şeçeneği olmak, iki ihtimal arasında karar verebilmek

TO HAVE ONE'S BLESSING : English Turkish

duasını almak, bir işi yapabilmek için dua almak, birisinden onay veya izin almak

TO HAVE SEEN BETTER DAYS : English Turkish

daha iyi günler görmüş olmak, geçmişte daha iyi zamanları olmuş olmak; çok iyi bir şekilde veya durumda olmamak

TO HAVE SEEN SERVICE : English Turkish

hizmet etmiş olmak, askerliğini yapmış olmak, hizmet etmiş olmak (özellikle askeriyede); eski püskü olmak, yırtık pırtık olmak

TO HAVE THE BENEFIT OF THE DOUBT : English Turkish

güvensizliğin avantajına sahip olmak, puslu havadan faydalanmak, belirsizlik durumundan zevk almak, muğlak durumdan hoşlanmak

TO HELL IN A HANDBASKET : English Turkish

ir sepette cehenneme kadar, to point of complete ruination

TO HELL WITH HIM : English Turkish

cehenneme kadar , kahrolsun, cehennemde çürüyecek, cehennemde çürüsün

TO HELL WITH IT : English Turkish

cehenneme kadar yolu ver, onu unut, vazgeçtim, bıraktım

TO HER : English Turkish

adv. ona

TO HIM : English Turkish

ona

TO HIS HEART'S CONTENT : English Turkish

gönlü hoşnut olana kadar, istediği kadar

TO HIS LIKING : English Turkish

hoşlandığı gibi, ona cazip olacak şekilde, ona uygun

TO HIS REGRET : English Turkish

onun kederine karşı, onun için üzgün ve pişman olacak şekilde, onun üzüntüsüne karşı

TO HIS SATISFACTION : English Turkish

onun memnuniyetine göre, onu tatmin edecek bir şekilde, onun hoşnutluğuna göre

TO HOME : English Turkish

adv. eve

TO INFINITY : English Turkish

sonsuza kadar, ebediyen, süresiz olarak

TO INTEND TO : English Turkish

- için niyet etmek,
için tasarlamak,
için plan yapmak,
için ayarlama yapmak,
için düzenlemek

TO KEEP WELL IN HAND : English Turkish

kontrol altında tutmak, gözetim altında tutmak

TO KILL A MOCKINGBIRD : English Turkish

n. guguk kuşunu öldürmek, küçük bir Alabama kasabasında yetişkin adaletsizliği ve ırksal önyargılar üzerine 1960 yılında Harper Lee tarafından yazılan 1961 yılında Pulitzer Roman Ödülü kazanan roman; bu romanı temel alan 1962 yapımı film

TO LEEWARD : English Turkish

adv. rüzgâraltına doğru

TO LET : English Turkish

kiralık

TO LIFE! : English Turkish

Şerefe! (bir içki içilirken kadeh kaldırıldığında kullanılan selamlama)

TO MAKE A LONG STORY SHORT : English Turkish

uzun bir hikayeyi kısaltmak, kısaca, özetle