English
TUNNEY : English Turkish
n. bir soyadı; bir erkek ismi; James Joseph Tunney (
1978), ABD'li boksör ve
1928 dünya ağırsiklet boks şampiyonu
TUNNEY HUNSAKER : English Turkish
n. (
2005) Muhammed Ali'nin ilk profesyonel boks rakibi olan ve 1960'ta ilk profesyonel boks mücadelesinde Ali'ye kaybeden Fayetteville'in (Batı Virjinya, ABD) polis şefi
TUNNY : English Turkish
n. tonbalığı, orkinos
TUP : English Turkish
n. koç, şahmerdan
TUP : English Turkish
v. çiftleşmek (koç), tos vurmak
TUPI-GUARANIAN : English Turkish
n. Brezilya'nın kıyılarında ve Güney Amerika'nın kuzeydoğusunda konuşulan dil ailesi
TUPLE : English Turkish
n. değişkenler dizisi (Matematik); bir veritabanındaki bir kayıt oluşturan veriler dizisi (Bilgisayar Programcılığı)
TUPPENCE : English Turkish
n. iki peni, iki kuruş, önemsiz şey
TUPPENNY : English Turkish
adj. iki penilik, iki kuruşluk, önemsiz
TUPPERWARE : English Turkish
n. Tupperware® tarafından üretilen yiyecek saklamak için kullanılan dar kapaklı hava geçirmez kaplar
TUPPERWARE® : English Turkish
n. 1945 yılında Earl Silas Tupper tarafından geliştirilen yiyecek saklamak için kullanılan dar kapaklı hava geçirmez kaplar üreten Amerikan şirketi
TUQUE : English Turkish
n. kanada yün şapkası, kafayı boynu örten Kanada yün şapkası
TURBAN : English Turkish
n. sarık, türban
TURBANED : English Turkish
adj. sarıklı, türbanlı
TURBARY : English Turkish
n. turba veya çimenin kazılıp çıkarılabileceği yer; kendine ait olmayan bir yerde turba kazıp çıkarma hakkı (Hukuk)
TURBID : English Turkish
adj. bulanık, tortulu, çamurlu, yoğun, karışık
TURBID FOG : English Turkish
n. yoğun sis
TURBIDIMETER : English Turkish
n. saydamlığı veya donukluğu/opaklığı ölçen alet
TURBIDIMETRIC : English Turkish
adj. opaklığın ölçülmesine ilişkin
TURBIDIMETRICALLY : English Turkish
adv. opaklık ölçerle, opaklığın ölçülmesine ilişkin bir tarzda
TURBIDIMETRY : English Turkish
n. bulanıklık ölçme, opaklığı ölçme
TURBIDITY : English Turkish
n. bulanıklık, yoğunluk, karışıklık
TURBIDLY : English Turkish
adv. bulanık bir tarzda, çamurlu bir tarzda
TURBIDNESS : English Turkish
n. çamurluluk, bulanıklık, solukluk, bulutluluk, karanlık
TURBINADO SUGAR : English Turkish
n. esmer şekerden biraz daha fazla rafine edilen ve yenilebilir hale getirmek için atık maddelerden arındırmak amacıyla buhar işlemiyle temizlenen ham açık kahverengi şeker kamışı şekeri
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani