English
UNCLOTHE : English Turkish
v. soymak, elbiselerini çıkarmak, açığa çıkarmak, açmak
UNCLOUDED : English Turkish
adj. bulutsuz, açık, berrak
UNCLOVEN : English Turkish
adj. kesilmemiş, paylaştırılmamış, bölünmemiş
UNCLUTTER : English Turkish
v. dağınıklığı toplamak, kargaşayı ve dağınıklığı ortadan kaldırmakr, düzenlemek, ayarlamak, toparlamak, çeki düzen vermek, düzene sokmak, sıraya koymak
UNCO : English Turkish
adj. son derece, müthiş, aşırı, acayip
UNCO : English Turkish
adv. son derece, aşırı derecede
UNCOAGULATED : English Turkish
adj. pıhtılaşmamış
UNCOAT : English Turkish
v. örtülerini kaldırmak, tabakalarını çıkarmak, katmanlarını kaldırmak, tabakalarını kaldırarak açığa çıkartmak
UNCOCK : English Turkish
v. emniyete almak (tetik), horozu gevşetmek (silah)
UNCODED : English Turkish
adj. kodlanmamış, şifresiz
UNCOIL : English Turkish
v. çözmek (kangal), açmak, çözülmek
UNCOINED : English Turkish
adj. külçe halinde olan, sikke yapılmamış
UNCOLLECTABLE : English Turkish
adj. toplanamaz, bir araya getirilemez, kolleksiyonu yapılamaz
UNCOLLECTED : English Turkish
adj. biriktirilmemiş, toplanmamış, tahsil edilmemiş, kendini toparlayamamış
UNCOLLECTIBLE : English Turkish
adj. kolleksiyonu yapılamaz, bir araya toplanamaz, zorla toplanamaz, el konulamaz, askere alınamaz
UNCOLLECTIBLE ACCOUNTS PROVISION : English Turkish
toplanamaz hesaplar karşılığı, geri ödeneceği kesin olmayan borçların toplanması (bir şirketin muhasebe sayfasında)
UNCOLORED : English Turkish
adj. boyanmamış, boyasız, renksiz, tarafsız
UNCOLOURED : English Turkish
adj. boyanmamış, boyasız, tarafsız, renksiz
UNCOMBED : English Turkish
adj. taranmamış
UNCOMBINED : English Turkish
adj. birleştirilmemiş
UNCOMELY : English Turkish
adj. yersiz, uygunsuz, çirkin
UNCOMFORTABLE : English Turkish
adj. rahatsız, rahatsız edici, tatsız
UNCOMFORTABLENESS : English Turkish
n. rahatsızlık, konforlu olmama durumu state, huzursuzluk, sıkıntı
UNCOMFORTABLY : English Turkish
adv. rahatsız bir şekilde, konforlu olmayan bir şekilde, huzursuz bir şekilde, endişeli bir şekilde, sıkıntılı bir şekilde
UNCOMFORTED : English Turkish
adj. rahatlamamış, teselli olmamış, endişeleri gitmemiş
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani