Multilingual Turkish Dictionary

English

English
UNDERDONE : English Turkish

adj. az pişmiş

UNDERDONE MEAT : English Turkish

az pişmiş et, yeterince pişirilmemiş et, çiğ et

UNDERDOSE : English Turkish

v. düşük dozda vermek

UNDERDOSE : English Turkish

n. düşük doz

UNDERDRAW : English Turkish

v. yapının alt kısmını tahta ile veya benzeri bir uygulama ile örtmek veya kapatmak (İnşaatçıların şantiyenin etrafını kapatması gibi)

UNDERDRAWERS : English Turkish

n. vücudun alt kısmı için iç öamaşırı

UNDERDRESS : English Turkish

v. içine giydirmek, altına giymek

UNDEREDUCATED : English Turkish

adj. yetersiz şekilde eğitilmiş

UNDEREMPHASIS : English Turkish

n. yetersiz vurgu, yetersiz önem

UNDEREMPHASISE : English Turkish

v. yeterince vurgulamamak, yeterince üzerinde durmamak, yeterince önem vermemek, yeterince baskı yapmamak, yeterince sıkıştırmamak, yeterince tonlamamak (ayrıca underemphasize)

UNDEREMPHASIZE : English Turkish

v. yeterince vurgulamamak, yeterince üzerinde durmamak, yeterince önem vermemek, yeterince baskı yapmamak, yeterince sıkıştırmamak, yeterince tonlamamak (ayrıca underemphasise)

UNDEREMPLOYMENT : English Turkish

n. işsizlik, tam zamanlı veya uygun işin yokluğu

UNDERESTIMATE : English Turkish

v. hafife almak, hor görmek, küçümsemek, az değer biçmek, küçük görmek

UNDERESTIMATED : English Turkish

adj. yeterince değer vermeyen, küçümseyen, hafife alan, az değer veren, çok düşük bir değer biçen

UNDERESTIMATING : English Turkish

adj. küçümseyen, hor gören

UNDERESTIMATING : English Turkish

n. hor görme

UNDERESTIMATING HIM : English Turkish

onu olumsuz değerlendiren, ona hatalı şekilde değer biçen, onun değerini hafife alan

UNDERESTIMATION : English Turkish

n. küçümseme, gereken önemi vermeme, az değer biçme

UNDEREXPOSE : English Turkish

v. karanlık çıkarmak [fot.]

UNDEREXPOSED : English Turkish

adj. karanlık

UNDEREXPOSURE : English Turkish

n. karanlık çıkarma, eksik ışıklama [fot.]

UNDERFEATHER : English Turkish

n. kuştüyü, tüy, kanataltı tüyü, bazı kuşlarda (kazlar ve ördekler gibi) deriye yakın yerde bulunan küçük tüy

UNDERFED : English Turkish

adj. az beslenmiş, yetersiz beslenmiş

UNDERFEED : English Turkish

v. yetersiz beslemek, yeterli gıdayı vermemek

UNDERFEEDING : English Turkish

n. yetersiz beslenme