Multilingual Turkish Dictionary

English

English
UNPENETRABLE : English Turkish

adj. içine girilemez, sokulamaz

UNPEOPLE : English Turkish

v. nüfusunu azaltmak

UNPERCEIVED : English Turkish

adj. anlaşılmamış, farkına varılmamış

UNPERCEPTIVELY : English Turkish

adv. çabucak anlamayan bir tarzda, anlayışsız, geç idrak eden bir tarzda

UNPERFORMABLE : English Turkish

adj. uygulanabilir olmayan, yapılası değil, mümkün olmayan, yapılması imkansız, gerçekleştirilemez

UNPERFORMED : English Turkish

adj. yapılmamış, yerine getirilmemiş, oynanmamış

UNPERMISSIVE : English Turkish

adj. seçmeli olmayan, isteğe bağlı olmayan, hoşgörülü olmayan

UNPERMITTED : English Turkish

adj. müsade edilmeyen, izin verilmeyen, yasak, yasaklanmış

UNPERSON : English Turkish

n. gözden düşmüş kimse, adam yerine koyulmayan kimse

UNPERSUADED : English Turkish

adj. ikna olmayan, ikna olmamış

UNPERSUASIVE : English Turkish

adj. ikna olmayan, ikna olmamış

UNPERSUASIVELY : English Turkish

adv. ikna olmamış bir tarzda

UNPERTURBABLE : English Turkish

adj. kolayca endişelenmeyen, kolay , sakin, kendi halinde, telaşsız, yürekli, cesur, ağırbaşlı, soğukkanlı

UNPERTURBABLY : English Turkish

adv. kayırsız bir şekilde, vurdumduymaz bir şekilde, sakince, heyecanlanmadan

UNPERTURBED : English Turkish

adj. istifini bozmadan, sakin, soğukkanlı

UNPICK : English Turkish

v. sökmek, çözmek, ayırmak

UNPICKED : English Turkish

adj. dikişleri sökülmüş, seçilmemiş

UNPILE : English Turkish

v. bir yığından almak

UNPILOTED : English Turkish

adj. pilotsuz

UNPIN : English Turkish

v. toplu iğnelerini çıkarmak, açmak (iğne)

UNPITIED : English Turkish

adj. acımasız, merhametsiz

UNPITYING : English Turkish

adj. amansız

UNPITYINGLY : English Turkish

adv. merhametsizce, acımasızca; sempati göstermeyen bir tarzda

UNPLACATED : English Turkish

adj. bastırılmamış, yatıştırılmamış, uzlaşmamış, barışmamış, sakinleşmemiş

UNPLACED : English Turkish

adj. yerleştirilmemiş, konulmamış, ilk üçe girememiş