Multilingual Turkish Dictionary

English

English
WACO : English Turkish

n. orta Teksas'ta (ABD) bir kasaba

WAD : English Turkish

n. tampon, tıkaç, tıpa, tomar, tüfek sıkısı

WAD : English Turkish

v. tıkamak, pamukla doldurmak, vatka koymak

WADABLE : English Turkish

adj. yürüyerek geçilebilir, suyun yürünerek geçilebilecek kadar sığ olması

WADDED : English Turkish

adj. zengin, varsıl, varlıklı (Argo)

WADDIE : English Turkish

n. kovboy, sığırtmaç, sığır çobanı, sığırlarla uğraşan erkek (Batı ABD Argosu); ağır sopa, ağır çubuk, baston (Avustralya Argosu); Avustralyalı Aborijinler tarafından kullanılan topuz

WADDING : English Turkish

adj. dolgu, vatka

WADDING : English Turkish

n. dolgu, tela, tıkaç, vatka

WADDLE : English Turkish

n. badi badi yürüme, paytak paytak yürüyüş

WADDLE : English Turkish

v. badi badi yürümek, paytak paytak yürümek

WADDLER : English Turkish

n. yalpalayarak yürüyen kimse, ördek gibi yalpalayan kimse; ördek gibi yürüyen kimse

WADDY : English Turkish

n. kovboy, sığırtmaç, sığır çobanı, sığırlarla uğraşan erkek (Batı ABD Argosu); ağır sopa, ağır çubuk, baston (Avustralya Argosu); Avustralyalı Aborijinler tarafından kullanılan topuz

WADDY : English Turkish

v. ağır sopa ile vurmak, ağır sopa ile dövmek

WADE : English Turkish

n. bir soyadı; bir erkek ismi

WADE : English Turkish

n. çamurda yürüme, suda yürüme, zorlukla yürüme

WADE : English Turkish

v. çamurda yürümek, suda yürümek, zorla ilerlemek, yürüyerek geçmek

WADE HAMPTON : English Turkish

n. (
1902) Konfederasyon ordusu generali, ABD'li Senatör

WADE IN : English Turkish

saldırmak, sert bir dille eleştirmek, girişmek, canla başla çalışmak, dört elle sarılmak

WADE INTO : English Turkish

saldırmak, sert bir dille eleştirmek, girişmek, canla başla çalışmak, dört elle sarılmak

WADE THROUGH : English Turkish

zorla okumak

WADEABLE : English Turkish

adj. yürüyerek geçilebilir, suyun yürünerek geçilebilecek kadar sığ olması, yüzmeden geçilebilir (örneğin sığ bir nehir)

WADER : English Turkish

n. uzunbacaklılardan kuş, yağmurkuşu

WADERS : English Turkish

n. uzun balıkçı çizmesi

WADGE : English Turkish

n. (Britanya Argosu) küme, parça, yığın, bir şeyin büyük yığını; şişkin bir şekilde olan şey

WADI : English Turkish

n. yazın kuruyan dere