Multilingual Turkish Dictionary

English

English
VULGAR FRACTION : English Turkish

ayağı kesir

VULGAR HERD : English Turkish

ayaktakımı, avam

VULGAR LANGUAGE : English Turkish

adi dil, bayağı dil, aşağılık dil, müstehcen dil, terbiyesiz dil, kaba dil, kırıcı dil, sokak ağzı, basit ve sıradan konuşma dili

VULGAR LATIN : English Turkish

halk latincesi

VULGAR PERSON : English Turkish

adi kimse, bayağı kimse, aşağılık kimse, terbiyesiz kimse, kaba kimse, kırıcı kimse, sıradan kimse

VULGAR TONGUE : English Turkish

n. halk dili

VULGARIAN : English Turkish

n. görgüsüz kimse, sonradan görme

VULGARIS : English Turkish

adj. genel türde olan; sıradan, genel; rutin, olağan (Tıp ve Botanik'te familyanın en yaygın türü anlamına gelir; Biyoloji'de yaygın tür anlamına gelir)

VULGARISATION : English Turkish

n. (Britanya İngilizcesi) vülgarizasyon, bir şeyi alçaltma ve kabalaştırma; kitleselleştirme (vulgarization olarak da yazılır)

VULGARISE : English Turkish

v. (Britanya İngilizcesi) alçaltmak, kabalaştırmak; kitleselleştirmek (vulgarize olarak da yazılır)

VULGARISER : English Turkish

n. (Britanya İngilizcesi) alçaltan kimse, kabalaştıran kimse; kitleselleştiren (vulgarizer olarak da yazılır)

VULGARISM : English Turkish

n. kabalık, terbiyesizlik, bayağılık, zevksizlik, halk deyimi

VULGARITY : English Turkish

n. kabalık, basitlik, adilik, bayağılık, edepsizlik, kaba söz, argo

VULGARIZATION : English Turkish

n. basitleştirme, bayağılaştırma, adileştirme, kabalaştırma

VULGARIZE : English Turkish

v. basitleştirmek, bayağılaştırmak, adileştirmek, kabalaştırmak

VULGARIZER : English Turkish

n. (Amerikan İngilizcesi) alçaltan kimse, kabalaştıran kimse; kitleselleştiren (vulgariser olarak da yazılır)

VULGARLY : English Turkish

adv. kabaca, adice, basitçe

VULGARNESS : English Turkish

n. adilik, bayağılık, aşağılık olma durumu, müstehcenlik, terbiyesiz olma durumu, kabalık, kaba olma durumu

VULGATE : English Turkish

n. vulgata, İncil'in 4'üncü yüzyılda yapılmış olan Latince çevirisi

VULGUS : English Turkish

n. kalabalık, kitle (Latince); Latincede skolastik bir kullanım

VULNERABILITY : English Turkish

n. yaranabilirlik, savunmasızlık

VULNERABLE : English Turkish

adj. yaralanabilir, kolay incinir, zedelenebilir, savunmasız, eğilimli

VULNERABLE POINT : English Turkish

savunmasız nokta, zayıf nokta, hassas nokta, kolayca yaralanabilen nokta

VULNERABLE TARGET : English Turkish

savunmasız hedef, zayıf hedef, hassas hedef, kolayca vurulabilen hedef

VULNERABLY : English Turkish

adv. savunmasızca, zayıf bir şekilde, hassasça; saldırılabilir bir şekilde, korumasız bir şekilde