Multilingual Turkish Dictionary

English

English
WESTHAM : English Turkish

n. İngiliz futbol takımı

WESTIN : English Turkish

n. dünya çapında lüks oteller ve tatil merkezleri zinciri

WESTING : English Turkish

n. batıya doğru gitme veya ilerleme; batıya doğru uzaklaşma; batıya doğru iki meridyen asındaki mesafe

WESTINGHOUSE : English Turkish

n. George Westinghouse (
1914), Amerikalı mucit ve üretici; elektrikli ev aletleri markası

WESTMINSTER : English Turkish

n. Londra'nın güneydoğusunda çogu önemli binanın bulunduğu bölge (Parlemento Binası, Buckingham Sarayı, ve Westminster Kilisesi'nin dahil olduğu), Westminster Şehri; kuzey Maryland'de (ABD) bir şehir

WESTMORLAND : English Turkish

n. İngiltere'nin kuzeybatısında eski bir ilçe; bir soyadı; Kaliforniya'da (ABD) bir şehir

WESTPHALIA : English Turkish

n. Almanya'nın kuzeydoğusunda bir vilayet; Iowa'da (ABD) bir kasaba

WESTWARD : English Turkish

adj. batıya doğru

WESTWARD : English Turkish

adv. batıya doğru

WESTWARDLY : English Turkish

adj. batıya doğru, batıya dönük, batıya doğru hareket eden

WESTWARDLY : English Turkish

adv. batıya doğru, batıya dönük, batıya doğru hareket eden

WESTWARDS : English Turkish

adv. batıya doğru

WESTWOOD : English Turkish

n. Los Angeles'ta (ABD) Kaliforniya Üniversitesi'nin bulunduğu bölge

WET : English Turkish

n. martavalcı, ıslaklık, rutubet, yağmurlu hava, içki, içki yasağı karşıtı, isteksiz kimse

WET : English Turkish

v. ıslatmak, içki ile kutlamak

WET : English Turkish

adj. ıslak, yaş, nemli, yağışlı, yağmurlu, sulu, içkili, içkinin serbest olduğu, isteksiz, hatalı, martavalcı

WET BARGAIN : English Turkish

ıslak pazarlık, sulu pazarlık, birlikte içki içen taraflar arasında yapılan pazarlık

WET BEHIND THE EARS : English Turkish

masum, naif; acemi, acemi çaylak, tecrübesiz, yeni başlamış

WET BLANKET : English Turkish

oyunbozan

WET BOB : English Turkish

n. ıslak bob, kürek çekmeyle spor olarak ilgilenen Eton kolejli kimse

WET CANTEEN : English Turkish

ıslak dükkân, sulu dükkân, alkollü içki satan çerezci

WET CELL : English Turkish

n. sıvı pil

WET CLAY : English Turkish

n. balçık

WET CLIMATE : English Turkish

ıslak iklim, sulu iklim, yağmurlu iklim

WET CLOTH : English Turkish

ıslak bez, nemli bez, su kovasına batırılmış bez, nemli toz alma bezi