Multilingual Turkish Dictionary

English

English
WETPROOF : English Turkish

adj. nemlenmez, neme karşı dayanıklı, ıslanmaz, suya karşı dayanıklı, su geçirmez

WETSUIT : English Turkish

n. bir dalış giysisi, su sporlarına katılırken vücudu sıcak tutmak için giyilen dar kauçuk giyecek

WETTER : English Turkish

n. ıslatıcı, ıslatan (örneğin yatak ıslatan), ıslaklaştıran

WETTING : English Turkish

n. ıslatma

WETWARE : English Turkish

n. insan beyni, beyin gücü (Bilgisayar Argosu); bilgisayar yazılımı veya donanıma karşılık insanoğlunun sinir sistemi

WEY : English Turkish

n. kuru yük

WEYERHAEUSER : English Turkish

n. Washington merkezli ABD şirketi, çok çeşitli ahşap ve ahşap bazlı ürün üreticisi (kağıt, bina malzemeleri, ve paketleme malzemelerinin dahil olduğu)

WFM : English Turkish

ana göre işler, (İnternet argosu) kabul edilebilir koşullar

WFTU : English Turkish

Dünya Ticaret Birlikleri Federasyonu, dünya genelinde 120 ülkeden yaklaşık 130 milyon işçinin ortak çıkarlarını temsil eden ilgili ve bağlı ticaret birliklerinden oluşan dernek

WH-MOVEMENT : English Turkish

n. Wh-hareketi, bir soru sözcüğünün bir soru cümlesinin başında göründüğü grametik hareket

WHACK : English Turkish

n. darbe, vuruş, deneme, pay

WHACK : English Turkish

v. sert vurmak, vurmak

WHACK DOWN : English Turkish

ödemek (Argo)

WHACK UP : English Turkish

düzenlemek, organize etmek, harekete geçirmek, bölüştürmek, paylaşmak

WHACKED : English Turkish

adj. bitkin, yorgun, canı çıkmış, turşu gibi

WHACKED OUT : English Turkish

(Argo) yorgun, yorgunluktan canı çıkmış; çılgın, tuhaf, uçuk; sarhoş, uyuşturucunun etkisinde, uyuşturucuyla uçmuş

WHACKER : English Turkish

n. koskocaman şey, kocaman kimse, kuyruklu yalan

WHACKING : English Turkish

n. dayak, kötek

WHACKING : English Turkish

adj. koskocaman, kocaman, kuyruklu (yalan), muazzam

WHACKO : English Turkish

interj. memnuniyet gösteren ifade, hoşnutluk, zevk

WHACKO : English Turkish

n. deli, çılgın, kaçık, çılgın, akıl hastası kimse (Argo)

WHACKY : English Turkish

adj. güvenilmez, kaçık, kaçık [arg.], saçma

WHALE : English Turkish

n. balina

WHALE : English Turkish

v. balina avlamak, sert davranmak, dövmek, pataklamak

WHALE CALF : English Turkish

n. balina yavrusu, yavru balina