English
WINKLE OUT : English Turkish
güçlükle çekmek, zorla sızdırmak, zor zor söyletmek, çıkarmak
WINKLER : English Turkish
n. bir soyadı; Henry Winkler (1945 doğumlu), "The Fonz" ve televizyon dizisi "Mutlu Günler" de oynayan Amerikalı aktör ve yönetmen
WINNABLE : English Turkish
adj. kazanılabilir, kazanılması mümkün olan
WINNABLY : English Turkish
adv. kazanılabilir bir şekilde, kazanılması mümkün bir şekilde; başarılabilir bir şekilde, elde edilebilir bir şekilde
WINNEBAGO : English Turkish
n. Wisconsin ve doğu Nebraska'da yaşayan Amerikan Kızılderilisi; Amerikan karavan markası
WINNEBAGO : English Turkish
n. Winnebago Kızılderili kabilesi üyesi; Winnebago şirketi tarafından üretilen karavan
WINNER : English Turkish
n. galip, kazanan, birinci, büyük başarı
WINNER OF THE CONTEST : English Turkish
yarışmanın kazananı, karşılaşmanın galibi, tüm rakiplerini yenen kimse
WINNIE : English Turkish
n. bir erkek ismi (Winston'un kısa şekli); bir bayan ismi (Winifred'in kısa şekli)
WINNIE-THE-POOH : English Turkish
ayı Winnie ve arkadaşları, Winnie-the-Pooh, A. A. Milne tarafından yazılan çocuk hikayesi
WINNING : English Turkish
n. kazanma, galibiyet
WINNING : English Turkish
adj. kazanan, birinci olan, hoş, sevimli, dostça, kazandıran
WINNING NUMBER : English Turkish
kazanan numara, bir piyangoda çekilen numara, bir çekilişin kazanan numarası, kazanan kart numarası
WINNING ON POINTS : English Turkish
sayı ile kazanma, skor ile kazanma, kazananın hakemler veya uzmanlar tarafından belirlenmesi
WINNING POST : English Turkish
finiş direği
WINNING SIDE : English Turkish
kazanan taraf, muzaffer taraf
WINNING SMILE : English Turkish
galibiyet gülümsemesi, büyük gülümseme
WINNING WAYS : English Turkish
n. kazanma yolları, kazandıran yöntemler
WINNINGLY : English Turkish
adv. kazanan bir şekilde, kazanmışçasına, muzaffer bir şekilde, galip bir şekilde; sevimli bir şekilde, hoşnut bir şekilde
WINNINGS : English Turkish
n. kazanç
WINNIPEG : English Turkish
n. Manitoba'nın (Kanada) başkenti; orta Manitoba'da (Kanada) bir göl
WINNOW : English Turkish
n. harman savurma, yaba, yabalama
WINNOW : English Turkish
v. ayırmak, ayıklamak, harman savurmak, rüzgâra savurarak ayırmak (ekin ve saman), yabalamak
WINO : English Turkish
n. ayyaş, içkici
WINS : English Turkish
v. "win (kazanmak)", kazanmak, galip gelmek; almak, elde etmek, edinmek; büyük çabayla ulaşmak, büyük çaba göstererek bir şeye erişmek; ikna etmek; güvenini almak, güvenini kazanmak (onay, destek vs gibi)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani